Doç. Dr. Meltem ERDEM KAYA
İTÜ Mimarlık Fakültesi Peyzaj Mimarlığı BölümüBu yazı, 21.yy kentleri için kent kurgusunun önemli bir bileşeni olan kentsel açık mekanlara yönelik önemli bir kalite kriteri olarak değerlendirilmesi gereken ekolojik içerik ve tasarım ilişkisine odaklanmaktadır.Günümüz kentlerinin en önemli sorunlarından birisi kentsel yaşantının süregeldiği kentsel kamusal açık mekanların kalitesidir. Kentsel açık mekanlar, fiziksel olarak kentsel doluluklar yani yapı birimleri tarafından kuşatılan, bu yapı birimlerinin sağladığı işlevlerle beslenen, kentlilerin bir araya gelip sosyal açıdan etkileşimde bulundukları, kent-doğa etkileşiminin farklı kanallarla ve farklı içeriklerle sağlandığı kentin nefes alan boşluklarıdır. Kentsel açık mekanlar metaforik bir yaklaşımla ele alındığında kentin yaşam bileşenlerini içeren açık hava odalarından ve bu odaları birbirine bağlayan koridorlardan oluşmaktadır. Spreiregen (1965) bu benzeşimden hareketle kentsel mekanları harekete hizmet eden kanallar ve hareketi toplayan ve belirli aktiviteler için odaklar oluşturan rezervuarlardan oluştuğunu belirtmektedir. Söz konusu açık mekanlar kentsel kurgu içerisinde kendilerini kuşatan yapısal boşluklarla olan fiziksel ve bağlamsal ilişkileri ile kentsel yaşantı için ortam oluşturmaktadırlar. Kentin iskeletini tanımlayan doluluk ve boşluk ilişkisinin tamamlayıcı unsurları olan peyzaj unsurları ise söz konusu iskelette doluluklar ve boşlukları birbiri ile ilişkili hale getiren bir “ara katman” olarak rol oynamaktadır (Erdem, M. 2005). Söz konusu peyzaj unsurları, kentsel doluluklar ve boşluklarla olan etkileşim içerisinde olan, mekanların canlı, zengin, sürprizli ve çok katmanlı bir yapılanmaya sahip olmalarını sağlayan bir bağ doku görevi görmektedir.Kentsel açık mekanların kalite kriterleri üzerine çok farklı görüşler olmakla birlikte genel olarak erişilebilirlik, mekanın çeşitli aktivitelere hizmet edebilecek işlevsel bir çeşitliliğe sahip olması, mekanın dış mekan konfor koşullarına sahip olması, iyi bir imajının olması ve insanların birbiri ile sosyal etkileşime geçeceği ortamların sağlanması kaliteyi belirleyen etkenler arasında yer almaktadır (White, 2000, Uzgören ve Erdönmez, 2017). Nitekim açık mekanların kalitesi dış mekan aktivitelerinin gerçekleşme sıklığı arasında doğrudan bir ilişki vardır. Jan Gehl (2001) söz konusu dış mekan aktivitelerini genel bir sınıflandırma önerisi ile üç temel başlık altında toplamaktadır; zorunlu aktiviteler; tercihe bağlı aktiviteler; sosyal aktiviteler. Bu kapsamda dış mekanın fiziksel niteliklerine bağlı olarak bu üç farklı aktivite tipinin gerçekleşme sıklığının değiştiğini belirtmektedir. Örneğin dış mekan kalitesinin düşük olduğu çevrelerde sadece zorunlu aktiviteler gerçekleşirken (evden okula gitmek vb.) dış mekan kalitesinin yüksek olduğu çevreler davetkar olduğu için tercihe bağlı aktivitelerin gerçekleşme sıklığında ciddi bir artış gözlemlenmektedir. Kalite ve kullanım ilişkisinin bir başka boyutu da belki de 21. yy’ın kent kurgusu içerisinde gün geçtikçe daha da önem arz eden ekoloji boyutudur.Kentsel mekan tasarımı ve ekoloji ilişkisi üzerine pek çok söylem mevcuttur. Özellikle küresel iklim döngülerinde gözlemlenen değişimler, hava, su ve toprak kirliliği, nüfus artışı ve doğal kaynaklar üzerindeki baskı ve diğer çevre problemleri gelecek için yaşam pratiklerini yeniden gözden geçirmemiz gereken bir dönemde olduğumuzu vurguluyor. Bu kapsamda ekoloji farklı ölçeklerde kentsel mekanın biçimlenmesinde öncü rol oynayan ve referans almamız gereken önemli bir bilim alanı olarak önem kazanıyor. Kent ve ekoloji ilişkisinde ise ilk paragrafta vurgulanan peyzaj unsurlarının rolü gerek mekânsal kurgununPaylaş
