Prof. Dr. Handan TÜRKOĞLU
İTÜ Mimarlık Fakültesi
Şehir ve Bölge Planlama Bölümü
SKB Danışma Kurulu Üyesi
Günümüzde nüfusun %54 ünün kentlerde yaşadığı ve bu oranın 2050 yılında % 65 lere çıkacağı düşünüldüğünde kentlerimizin yönetimi için mevcut sistemlerin yeterli olamayacağını söylemek yanlış olmaz. Bu büyüklükteki kentlerde ekolojik, ekonomik ve sosyal sürdürülebilir gelişmeyi sağlamak için ortaya atılan akıllı kent kavramı günümüzün popular bir konusu olarak ortaya çıkmaktadır.
Akıllı kent kavramı çağımızın özelliği olan Bilgi ve İletişim Teknolojileri (BIT) yardımıyla yönetilen kentleri kapsamaktadır. Kent yönetimleri akıllı sistemlerden kentin özellikle ağ sistemleri içinde yer alan ulaşım, iletişim, altyapı, enerji, çevre sorunları ve afetlerle mücadele gibi günlük yaşamı kolaylaştıracak kamu hizmetlerinin Bilgi ve İletişim Teknolojileri (BIT) ile sürdürülebilirliğini sağlamak, zaman ve maliyetini azaltmak ve yaşam kalitesini yükseltmek amacıyla yararlanmaktadırlar. Örneğin Coğrafi Bilgi Sistemleri (CBS) akıllı kentlerde veri işleme açısından başlıca teknolojilerdir.
Yukarıdaki açıklamalardan da anlaşılacağı gibi sistemlerin işlerliği sağlıklı bir veri tabanının sağlanması ve sistemi kullanılabilir kılacak insanların varlığı ile mümkün olabilecektir. Kullanıcılar akıllı telefon uygulamaları, kullandıkları araçlardaki navigasyon sistemleri, yaşadıkları konutlarda kullandıkları güvenlik ve uyarı sistemleri ile akıllı kent sistemlerinin bir parçasını oluşturmaktadır. Öte yandan yerleşmeler BIT kullanarak yenilenebilir enerji kullanarak, toplu taşıma sistemleri, düzenli çöp toplama sistemleri geliştirir, trafik sıkışıklığını önler, hava kirliliğini ve gürültüyü azalmak için önlem alır.
Örnek vermek gerekirse akıllı çöp kutuları çöp toplama istasyonlarına sinyal göndererek boşaltılması gerektiğini haber verebilir, akıllı sokak lambaları bulut teknolojisi üzerinden yarıtılan sistemlerle otomatik olarak gündüz depoladıkları enerji ile yanabilir, kötü hava koşulları için akıllı telefon uygulamaları ile uyarı gönderilebilir veya kamu ulaşımını kullanacak bir kişi akıllı telefonlar yardımı ile ulaşım aracını takip edebilir ve zamandan tasarruf edebilir, Yine kullanıcı akıllı telefonunu bilet, kimlik kartı olarak kullanabilir, bu örnekler günlük hayatımızın bir parçası olmaya başlayan akıllı kent uygulamalarından sadece bir bölümü olup hepbirlikte alyapı ve servis sistemlerini optimize eden akıllı kent teknolojileridir.
Kişiler, altyapı ve ulaşım sistemleri ve kamu hizmetlerine ek olarak, kablosuz teknolojiler, herkese açık veri sistemleri, veri güvenliği ve destekleyici esnek finansal sistemler akıllı şehir uygulamalarında olmazsa olmaz konulardır.
Dünyadaki uygulamalara bakıldığında bir çok şehir veya şehir bölgesinde akıllı şehir uygulamalarına rastlanmaktadır. Yeni oluşturulan yerleşmelerde akıllı uygulamalara yer verildiği gibi mevcut şehirlerde de uygulamalara rastlamaktayız.
Amsterdam iyi bir iletişim altyapısı ile akıllı kent uygulamalarında başarılı kabul edilmektedir. Amsterdam aynı zamanda sürdürülebilirlik, enerji verimliliği ve yenilenebilir enerji kullanımı açısından da çözümler geliştirmiş bir kenttir.
Kopenhag kent yönetimi akıllı bisiklet sistemi geliştirmiştir. Bu sistemde gerçek zaman verileri ile kullanıcı ve yönetim arasında sensörler yardımıyla bilgi alışverişi sağlanarak hava kirliliği ve trafik sıkışıklığı izlenip yönetilmektedir.
Malmö kenti akıllı kent kapsamında iklim değişikliği ile mücadelede daha az enerji kullanımı ve daha temiz enerji politikalarını destekleyerek enerji maliyetlerini düşürmektedir.
Stockholm kentin sürdürülebilir çevre politikaları kapsamında özel sektör, kullanıcı, kamu sektörü ile işbirliği yaparak Bilgi ve İletişim Teknolojileri yardımıyla (Green IT) negative çevresel etkileri minimize etmeyi ve enerji tasarruf etmeyi hedeflemiş bir kenttir.
Tarihsel olarak kent yönetimleri, özel sektör temsilcileri ve vatandaşlar ellerindeki verilerin küçük bir kısmını herkesle paylaşmak ister. Mahremiyet, güvenlik, verilerin kötüye kullanımı, zorlukla temin edilen veriler üzerinden başkalarının para kazanması ihtimali gibi konular nedenler arasında sayılabilir. Oysaki akıllı kentlerde gerçek zaman verileri izlenmekte ve katılımcılar/kullanıcılar karmaşık bir ağın/sistemin bir verisi olarak yer almakta ve bu very analiz edilmektedir. Bu gerçek zaman analizi süreci sonunda oluşan sürdürülebilir çıktılar başarıya ulaşmak için tüm sektörler tarafından kullanılır. Sistem bir tür bilginin dolaşımıdır.Kameralar, akıllı yol sistemleri, kamu güvenliği, acil durum uyarıları ve müdahaleleri, altyapı uygulamaları, enerji kullanımının izlenmesi bu bilginin dolaşımı için zemin hazırlarlar.
Bu durumda ilk akla gelen soru bilgi güvenliği nasıl sağlanacaktır? Veya sistemin açıkları neler olabilir? Örneğin siber ataklar oluştuğunda ulaşım sistemleri kısa bir sure içinde kullanılamaz hale gelebilir. Bilgilerimizin bulunduğu veri sistemleri çalınabilir ve kötüye kullanılabilir? Bilgi güvenliği nasıl sağlanacaktır? Veriler güvenli midir? Akıllı kentler tamamen güven ve doğru bilgi varsa çalışır. Sistemin parçaları kent yönetimi, özel sektör yatırımcıları, ağ ve iletişim sistemleri tedarikçileri, yazılım tedarikçileri, enerji şirketleri sistemin parçalarıdır ve güvenir şekilde çalışmaları gerekir. Akıllı kent yönetimi için güçlü bir otorizasyon ve informasyon yönetim sistemi gerekir. Aksi takdirde sistem hassasiyetlere açık hale gelir ve bir tür teknolojik afet durumuyla karşı karşıya kalınabilir.
Sistemin aşağıda belirtilen konularda gerekli önlemleri almış olması sistemin güvenliği açısından önemlidir.
Verilerin elde edilebilirliği ve sürdürülebilirliği: Gerçek zaman verilerinin toplanma ve paylaşım şekli, güvenliği
Verilerin entegrasyonu: Güvenilirilk derecesi yüksek olarak elde edilen verilerin manipulasyona açık olmaması
Veri güvenliği: Verinin dolaşımı ve paylaşımı için gerekli güvenlik önlemlerinin alınmış olması
Veri kullanımı: Kullanıcıların tanımlanmış olması, bu konuda hassasiyet gösterilmesi
Bu bakış açısı ile ülkemizdeki durumu değerlendirdiğimizde bazı hassasiyetlerin varlığı gündeme gelebilir. Akıllı cihazlar ve akıllı binalar söz konusu olduğunda sistemin oluşturulması mümkün olabilecekken system kentsel ölçeğe taşındığında sorunlarla karşılaşılması muhtemeldir. Ülkemizde veri sağlanması açısından sorunlar söz konusudur. Örneğin şehir planlama veya afet planlama sürecinde mekansal veri sağlanmasında sorunlarla karşı karşıya kalınmaktadır. Özellikle çevre sorunlarına ilişkin veriler yetersizdir veya sosyo-ekonomik verilerin elde edilmesi mümkün olamamaktadır. Dolayısı ile kentsel ölçekte veri sağlanması ancak veri sağlamakla görevli kurumların organizasyonu ve very paylaşımı ile mümkün olacaktır. Verilerin Coğrefi Bilgi Sistemleri altyapısı ile toplanması uygun olacaktır. Sosyo-ekonomik veriler için mahalle ölçeğinde çıkartımlar yapılmasına olanak sağlanmalııdr. Toplanan gerçek zaman verileri kent yönetimince akıılı kent kapsamında çeşitli amaçlarla kullanılabilir.
İkinci husus akıllı kentin kullanıcı profilidir. Genellikle genç nüfus bu anlamda donanımlı olurken belli bir yaşın üzerindeki kullanıcı için adaptasyonda güçlükler yaşanabilmektedir. Bu kapsamda akıllı kent dönüşümünde dezavantajlı olan gruplar için de önlemler alınması gerekir. Bu nüfusu giderek yaşlanan ülkeler için önem taşımaktadır. Örneğin her şeyin dijital olarak sağlanmaya başlandığı bir sistemde önceden kullanılan geleneksel yöntemlerin alternatif olarak devam etmesi sağlanabilir. Dezavantajlı grupların sistemin dışına atılması onlar açısından afet kabul edilebilir.
Son olarak kentin altyapısından kaynaklanan sorunlardan bahsedilebilir. Kentlerin mevcut teknik altyapısı, yol sistemleri, yaşam çevreleri plansız olarak geliştiğinde yeni bir sisteme adapte olmasında güçlükler söz konusu olabilir. Yeni sisteme adapte olacak şekilde yeni bir kent inşa etmek bir çözüm olabilir ancak mevcut şehirleri akıllı yapmak ancak planlı ve düzenli gelişmiş kentler için mümkündür. Aksi takdirde kaldırımlardan yeşil alanlara, gerekli sosyal donatılardan otopark alanlarına kadar akıllı kentlerde olması gereken çözümlere ulaşmak bir hayal olacaktır.