Back

Belediyelerde Afet Yönetimi

Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu

İTÜ Afet Yönetim Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü1999 yılında yaşanan Kocaeli ve Düzce Depremleri, ülkemizde afet yönetiminden risk yönetimine geçişin miladı niteliğindeydi. 2011 Simav ve Van Depremleri ise ülke olarak risk yönetimine geçiş sürecini henüz başaramamış olduğumuzu net bir şekilde göstermiştir.Diğer bir deyişle, eski usul afet yönetiminde temel nokta; devlet eliyle afet sonrası yeniden yapılanma ve yaraları sarma yaklaşımıyken; modern afet yönetimi, tehlikeleri önceden belirleme, mümkünse önleme, mümkün değilse bu tehlikelere karşı önlem alma, her türlü zafiyeti (kentsel, yapısal, sosyo-ekonomik, ekolojik) en aza indirme, kurumlar arası işbirliği ve eşgüdümü geliştirme ve halk katılımı gibi geniş bir yelpazede tehlikelerin afetlere dönüşmesini önlemeyi amaçlamaktadır.Yerleşimlerdeki, kurum ve kuruluşları etkileyen deprem, sel, heyelan, vb. gibi herhangi bir afet olduğunda tüm faaliyetler tamamen durabilir. Bu olaylar bazen yerleşim birimlerinin, kurum ve kuruluşların uzun bir süre işlevlerini yerine getirmesini engeller. Afet Acil Yardım Planlarının öngördüğü servislerin işbirliği içinde olaya müdahale edilir. Ayrıca komşu kurumlar ve yerleşim birimleri, vb. dışarıdan gelen yardımlara da ihtiyaç vardır. Bu nedenle, afet yönetimi; afet sonucunu doğurabilecek olayların önlenmesi veya zararlarının azaltılması amacıyla, afetlere hazırlık ve onların olası risk ve zararların azaltılması ile birlikte afetlerden sonra müdahale etme ve iyileştirme gibi çalışmaların tümünde yapılması gereken çalışmaların, toplumun tüm kesimlerini kapsayacak şekilde planlanması, yönlendirilmesi, desteklenmesi, koordine edilmesi, gerekli mevzuat ve kurumsal yapılanmaların oluşturulması veya yeniden düzenlenmesi ve etkin ve verimli bir uygulamanın sağlanabilmesi için toplumun tüm kurum ve kuruluşlarıyla, kaynaklarının bu ortak amaçlar doğrultusunda yönetilmesidir.“

Afet Yönetimi

  • Afet risklerinin azaltılması ve/veya önlenmesi
  • Afetlerin şiddetinin ve oluşturacağı kötü sonuçlarının zararlarının önlenmesi ve azaltılması
  • Senaryo ve olası hasar ve ihtiyaçların tahmin edilmesi
  • Acil durumlara müdahaleye planlama ve hazırlık
  • Eğitim ve tatbikatlar
  • Erken uyarı, tahmin, izleme
  • Afet sonrası hızlı etki ve ihtiyaç analizi
  • Afet anında hızlı ve etkili müdahale ve iyileştirme
  • Afet sonrası iyileştirme ve rehabilitasyon, vb.
için sürekli, bütünleşik, kapsamlı, çok sektörlü, çok disiplinli sosyo-ekonomik yöntem, planlama ve önlemlerin uygulanması

faaliyetlerinin tümüdür

.Böylece afet yönetiminin temel hedef ve amaçları şu şekilde özetlenebilir:
  1. Can ve mal kaybına yol açabilecek riskleri minimum seviyeye indirerek, olası kayıp ve riskleri önlenmek
  2. Afetlerden birinci derecede zarar görenleri kurtarmak
  3. Mal-mülk, doğal çevre, kültür ve tabiat varlıklarını korumak
  4. Afet sonrasında hayatı normalinden daha iyi bir duruma dönüştürmek
  5. İş sürekliliğini, hizmetlerin devamını ve sürdürülebilir kalkınmayı sağlamak
şeklinde özetlenebilir.Bu veya benzeri başlıklar altında toplanan amaçlar, afet yönetimi çalışmalarının sadece afet sırasında ya da sonrasında yapılacak müdahaleyle sınırlı kalamayacağını gösterir. Afetler olmadan gerekli önlemlerin alınmasının, en az afet sırasındaki etkin müdahale kadar önemli olduğu, hatta bunların bir bütünün parçaları olduğu ortadadır. Böylece günümüzde afet yönetimi, risk ve zarar azaltma, hazırlık, müdahale ve iyileştirme gibi 4 ana evreden oluşur. Ancak bu evreler, tahmin ve erken uyarı, afetlerin anlaşılması, etki ve ihtiyaç analizi ile birlikte yeniden yapılanma gibi alt evreleri de kapsar (Şekil 1).  Risk yönetimi afet öncesi kriz yönetimi de afet sonrası faaliyetlerin çalışma sistemini belirler.

Şekil 1.

Klasik afet