Back

Çanakkale Kent Konseyi’nden iki deneyim

Sürdürülebilir kentler yaratmada kent konseylerinin rolüÇanakkale Kent Konseyi’nden iki deneyimYrd. Doç. Dr. Arzu Başaran UYSALÇanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi,Mimarlık ve Tasarım Fakültesi,Şehir ve Bölge Planlama BölümüBelirli süreler için seçtiğimiz yöneticilerin bizler için karar vermesini öngören temsili demokrasihalkın kararlara katılımında yetersiz kalmaktadır. Demokratik bir hak olmasının yanı sıra halkınyaşadığı yer ile ilgili kararlara katılımı yerelin güçlenmesine ve sürdürülebilir gelişme politikalarınınhayata geçmesine katkı sağlamaktadır. Bir küresel eylem planı olan Gündem 21, 1992 yılındagerçekleşen Birleşmiş Milletler Yeryüzü Zirvesi’nin en önemli çıktılarından biridir. Yerel Gündem21 (YG21) Programı, yerel ölçeği sürdürülebilir gelişme hedefine ulaşmada önemli bir başlangıçnoktası olarak tanımlamaktadır (Url 1). 1996 yılında İstanbul’da gerçekleşen Habitat II Kent Zirvesininhemen ardında 1997 yılında Uluslararası Yerel Yönetimler Birliği, Doğu Akdeniz ve Ortadoğu BölgeTeşkilatı (IULA-EMME) tarafından “Türkiye’de Yerel Gündem 21’lerin Teşviki ve Geliştirilmesi Projesi”kapsamında 23 kentte YG21 uygulamaları başlamıştır (Emrealp, 2004; Kerman vd, 2011). Yaklaşık10 yıl sonra ise Kent Konseyi Yönetmeliği (2006) yürürlüğe girmiş ve belediye teşkilatı olan heryerleşimde kent konseylerinin kurulması karara bağlanmıştır. Kent konseyleri “Merkezi yönetimin,yerel yönetimin, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının ve sivil toplumun ortaklıkanlayışıyla, hemşehrilik hukuku çerçevesinde buluştuğu; kentin kalkınma önceliklerinin, sorunlarının,vizyonlarının sürdürülebilir kalkınma ilkeleri temelinde belirlendiği, tartışıldığı, çözümlerin geliştirildiğiortak aklın ve uzlaşmanın esas olduğu demokratik yapılar ile yönetişim mekanizmaları” şeklindetanımlamaktadır (2006, madde 4-b). Tanımdan da anlaşılacağı üzere kent konseyinin temel bileşenlerimerkezi yönetim, yerel yönetim, kamu niteliğindeki meslek kuruluşları ve sivil toplumdur. Kentkonseylerinde katılımın dar sınırlar içerisinde kaldığı, kent konseyinde örgütlü kesimlerin temsiledilirliğine karşın örgütsüz kesimlerin yeterince temsil edilememesi önemli bir eleştiri konusudur(Emrealp, 2010, s.10). Tüm toplumun örgütlü olduğu, her kentlinin kendini bir ya da daha fazla siviltoplum örgütü altında ifade ettiği ve bu nedenle her kentlinin kent konseyinde temsil edileceği varsayılmaktadır. Oysa çocuklar, kadınlar, etnik gruplar gibi örgütsüz kesimler vardır ve çoğu kez buörgütsüz kesimler toplumun çoğunluğunu oluşturmaktadır. Kent konseyleri çatısı altında kurulanmeclisler ve çalışma grupları ile bu sorunun çözülebileceği varsayılmaktadır.Bu makalede, Çanakkale Kent Konseyi çatısı altında oluşmuş iki çalışma grubunun deneyimleri,kent konseyinin sürdürülebilir bir kent yaratmadaki rolü çerçevesinde tartışılmaktadır. İlk deneyimkentteki çocuk oyun alanlarının geliştirilmesi için bir eylem planı hazırlama sürecidir. İkinci deneyimise kentin en yoksul mahallesi olan ve Romanların yaşadığı Fevzipaşa Mahallesi’nin sürdürülebilirliğiiçin strateji geliştirme sürecidir. Kentte adeta görünmez olmaları, örgütsüz olmaları ve karar vermemekanizmalarında hiçbir temsiliyetlerinin olmaması çocuklar ve Romanların ortak özellikleridir.Her iki deneyim de kentin yaşam kalitesi, sürdürülebilir gelişimi ve dezavantajlı kesimlerin kararlarakatılımı ile yakından ilişkilidir. Çanakkale, YG21 uygulamasının başladığı ilk kentlerden biridir. 1997yılında kentsel aktörlerin yer aldığı enformel yapıda bir şehir konseyi oluştur