Bizi Takip Edin

Makaleler

Ekolojik Siz Biz

28.09.2016

cahide-tetik-fotograf

Cahide TETİK – Odunpazarı Belediyesi Meclis Üyesi

Ekoloji demek; insan, doğa, şehir ve sağlıklı toplum demektir. İnsanların ve diğer canlıların, uyumlu ve ahenkle yaşadığı çevre demektir.

Gelişmiş ülkeler, ekoloji ile çok daha önce tanışmış ve bu konuyla ilgili önlemler almaya başlamış olsa da, Türkiye olarak bizim tanışıklığımız, maalesef henüz çok yenidir. Her ne kadar 1950’li yıllarda eko-kent kavramı literatürümüze girmeye başlamış olsa bile, dünya ülkelerinin önceliği politika ve ekonomi idi. Ne zaman ki;  çevre olamadan ekonomi ve politikanın olmayacağı fark edildi, 1972 yılında Birleşmiş Milletler Stockholm’ de, tek bir dünyamız var diyerek, çevre sorunlarının evrenselliğini kabul etmiş ve tüm dünya ya çevre ile ilgili bilgi, eğitim, teknoloji ve proje desteği vermeye başlamıştır.

Elbette Birleşmiş Milletleri bu noktaya getiren çevresel olayların başında, yıllar önce Londra, Belçika ve Amerika’da kitlesel ölümlere sebep olan hava kirliliği önemli rol oynamıştır. Bizde ise Haliç’in kirliliğinin neden olduğu toplu balık ölümlerinin başlaması, başta bilim insanları, hükümetler yerel yönetimler ve sivil toplum örgütlerinin, daha yaşanabilir ve sürdürülebilir temiz bir çevre arayışına yöneltti. O zamandan beri ciddiyeti anlaşılan bu konunun evrenselliği kabul görmüştür.

Dünyadaki bu gelişmelere bağlı olarak ülkemizde de, sürdürülebilir ve yaşanabilir çevre için ekolojik kentler yaratma çalışmaları başlatılmıştır. En bilinen örneği, İzmir-Seferihisar’dır.

Muğla-Akyaka, Aydın-Yenipazar, Çanakkale-Gökçeada, Sakarya-Taraklı gibi kentlerimiz CITTASLOW yani Sakin Şehirler yaratmak için çalışmalara başlamış ve ekolojik kent bilinci yaygınlaşmıştır.

Bu nedenle, ekolojik kent uygulamalarında; temiz su, verimli toprak, doğal gübre ile daha sağlıklı gıda üretimi ve kolay erişim yolları yaratmak, fabrika bacalarına filtre uygulaması getirmek, sanayi bölgelerinde hava kirliliğini minimize etmek için yerel yönetimlerin denetimde tam yetkili olmaları gerekmektedir. Yayalaştırılmış bölgeler yaratarak, gürültü ve egzoz kirliliğinin önüne geçilmelidir. Yenilenebilir enerji devlet politikası olmalıdır. Yeni yeni bazı bölgelerde rüzgar gülü, elektrik ve güneş tarlaları adı altında temiz elektrik üretimi uygulamaları yapılıyor olsa da, bu uygulamalar devlet teşvikinden daha etkin şekilde yararlandırılmalıdır.

   Ülkemizde son yıllarda uygulanan, kentsel dönüşüm, riskli afet alanları adı altında şehirlerde yeni bölgelerin yaratılması, insanımızın sadece barınma ihtiyacını karşılamaktan öteye geçmezken, plansız ve çarpık yapılaşma ormanları ve yeşili yok etmiştir.  Bu durum ise köyden kente olan göç olaylarını arttırmıştır. Oysa yerinde istihdam, yerinde eğitim, yerinde sağlık, yerinde üretim ve tüketim gibi çözümler kentlerimizin ya da yaşam alanlarımızın sorunlarına daha kalıcı sonuçlar çözümler getirecektir.

Oysa düne kadar ülkemiz, tarım ekonomisinde kendi kendine yeterli olan bir ülkeydi. Ancak yanlış tarım politikaları, nüfus planlamasının olmayışı, sanayileşmenin getirdiği olumsuzluklar, köyden kente göçü hızlandırırken; kırsalda işgücü zayıflamış, az emek çok ürün anlayışı ile tarlalarımızda bilinçsiz gübre kullanımı ve genetiği değiştirilmiş tohumlar kullanılmaya başlayarak, toplum sağlığı tehlikeye atılmıştır. Bu şartlar altında ekolojik gıdanın önemi daha da artmıştır. Dün normal olan gıdalarımız, bugün ekolojik gıda adı altında pahalı pazar payı yaratılmıştır. Bu bağlamda, devlet ve yerel yönetimler, sağlıklı tarım alanları yaratarak yerel üretimin ve bahçeciliğin gelişmesini sağlamak zorundadır. Keza hayvancılığı da yerelleştirerek sağlıklı et ve süt ürünlerinin tüketiminin olanakları sağlanmalıdır.

Bir de kentlerde sinek ve sivrisinek mücadelesi için yapılan ilaçlamanın abartıldığını düşünüyorum. Mevsimsel ilaçlamaların, insanlara ve doğadaki tüm canlıların yanı sıra toprağa, suya ve atmosfere onarılamaz zararlar verdiği ekolojik bir gerçektir. Bu konuda yerel yönetimlere, vatandaşlara ve bilim insanlarına çok iş düşmektedir.

Devlet kurumları, üniversiteler, Sağlıklı Kentler Birliği, Belediyelerimiz ve belediye meclis üyeleri olarak çevre konuları, bizlerin işimiz, hedefimiz hatta derdimiz olmalıdır. Yoksa bugünleri arar hale geleceğimizden kimsenin şüphesi olmasın…

KAYNAKÇA

Çoban, A., Hamamcı, C. ve  Keleş, R., Çevre Politikası, 2016

İnternet Erişimi:

https://tr.m.wikipedia.org/wiki/Ekoloji

http://e-dergi.atauni.edu.tr/ataunizfd/article/viewFile/1025008976/1025007472

http://www.infolla.com/dosyalar/articleextension/635695532011734685_KENT%20EKOLOJ%C4%B0S%C4%B0-%20AYB%C3%9CKE%20KOZAN.pdf

http://dergipark.ulakbim.gov.tr/ecd/article/view/5000115500

http://cografya.ege.edu.tr/18_3.pdf

http://www.nobel.gen.tr/Makaleler/Derleme-Issue%201-ff891cb440334e478d17295f98030a9a.pdf

https://tr.m.wikipedia.org/wiki/Ekoloji

Bu Haberi Paylaşın