Bizi Takip Edin

Makaleler

Ekolojik Yerleşimlerde Yeni Yaklaşım: Eko-tek Kavramı ve Kocaeli-Sarısu Örneği

03.06.2020

Elif OR

İstanbul Teknik Üniversitesi,Fen Bilimleri Enstitüsü, Kentsel Tasarım Yüksek Lisans Programı

Ümmügülsüm ORTAÇ

İstanbul Teknik Üniversitesi,Fen Bilimleri Enstitüsü, Kentsel Tasarım Yüksek Lisans Programı

Fulya SARIBIYIK

İstanbul Teknik Üniversitesi,Fen Bilimleri Enstitüsü, Kentsel Tasarım Yüksek Lisans Programı

Maryam ARSHADI

İstanbul Teknik Üniversitesi,Fen Bilimleri Enstitüsü, Kentsel Tasarım Yüksek Lisans Programı

Berivan ÇETİN

İstanbul Teknik Üniversitesi,Fen Bilimleri Enstitüsü, Kentsel Tasarım Yüksek Lisans Programı

 

Ekolojik yaklaşım, değişen yapay çevrenin olumsuz etkilerine karşı önlem almayı ve sağlıklı, çevre dostu yaşam alanları oluşturmayı amaçlar. Bu kapsamda yapay çevreler, bulunduğu doğal çevreyle uyumlu, barındırdığı insan topluluklarının da ihtiyaçlarına cevap vererek tasarlanmalıdır. Eko-köy yerleşimleri ise, kendi kendine yetebilen, yerel değerlerin önemsendiği, doğal çevre ile bütüncül bir sosyo-ekonomik yapının teşvik edildiği kırsal yerleşimleri tariflemektedir. Buradan hareketle; yaya öncelikli ulaşım, geri dönüşüm, tarımsal faaliyetler ve biyolojik çeşitliliği koruma-farkındalık çevre dostu bir yerleşim için eko-köy tasarımının birer parçalarıdır.

Sarısu Doğal Yapı Analizi Yükselti, eğim ve yönlenme verilerine odaklı alanın genel topografik birimleme analizinde 6 farklı sınıflandırmaya gidilerek yerleşim için topografik şartları uygun alanlar belirlenmiştir (Şekil 1). Yerleşime uygun görülen alanlar; eğim değerleri %1-25 değerleri arasında, güney-güneydoğu-güneybatı yönlenmelerine sahip alanlar olarak görülmüş, oluşturulacak ekolojik yerleşimlerin mekânsal kurgusu şekillendirilmiştir. Buna ek olarak, yapılaşmış çevrenin belirli bir noktada kümelenmesi ve doğal çevre ile fazla etkileşimde olmaması endemik bitki ve hayvan türlerinin de korunmasına olanak sağlamış; özellikle de kuş gözlemi ve dere formasyonu açısından zengin bir ekosisteme sahip olduğu araştırmalar ile kanıtlanmış bir yerleşimden bahsedilmektedir.

Şekil 1: Topografik birimleme analizi ve endemik bitki-hayvan türleri

Sarısu, Akdeniz ve Karadeniz iklimleri arasında bir geçiş bölgesi özelliği göstermektedir. Bir kıyı alanı olması nedeniyle çevresinden daha ılıman iklim yapısına sahiptir. Sıcaklığın en yüksek olduğu haziran, temmuz, ağustos ayları iken; ocak, şubat ve mart aylarında ise sıcaklık değerlerinin en düşük seviyelerde olduğu görülmektedir. Bölgede yağış miktarının en fazla olduğu nisan, ekim, aralık ve ocak ayları olup, bu aylarda suyun yükselmesi dere yatağı çevresindeki tarım arazilerini ve yerleşim alanlarını doğrudan etkilemektedir. Taşkın olaylarının yoğunlaştığı aylar ve arazi eğimi dikkate alınarak tahmini bir taşkın alan sınırı tariflenmiştir.

Güçlü-Zayıf Yönler, Fırsat ve Tehditler Alanın güçlü yönleri kıyı aksı boyunca devam eden ulaşım ağına sahip olması, kıyı turizminin varlığı, tarım ve orman alanlarının özellikle doğa turizmi açısından kullanımı ve iki iklim bölgesinin de özelliklerini taşıması iken;  zayıf yönleri, alan içindeki ulaşım akslarının yetersizliği, Sarısu deresinin taşma riski, altyapı yetersizliği ve hafriyat alanının oluşturduğu kirlilik olarak belirlenmiştir. Tasarıma girdi oluşturacak fırsatlar iklim şartları dolayısıyla yenilenebilir enerji potansiyeli, tarım alanlarının ve sulak alanların varlığı, yaban hayatı geliştirme bölgesinin varlığı, ekolojik hayata olan farkındalık, merkezi bölgelere olan yakınlık olarak sayılabilir. Alanı tehdit eden unsurlar ise; alanın sınırlarındaki yoğun şehirleşme baskısı, 1. derece deprem kuşağında yer alması, endüstriyel atıklara bağlı olarak kirlilik tehdidi ve plansız yapılaşma olarak görülmektedir.

Tasarım Konsepti ve İlkeleri

Proje kapsamında ekolojik yaklaşım ile etkileşimi göz ardı edilemeyecek olan teknolojik gelişmeler bir arada düşünülmüş ve eko-tek kavramı üzerinden “C-o-N-n-E-c-T” teması belirlenmiştir. “Connect” teması; doğal-yapay çevrenin farklı özelliklere sahip parçalarını bir bütün olarak ele almayı ve tasarım sürecinde toplum-doğa-teknoloji-eğitim (C-ommunity, N-ature, E-ducation, T-echnology)  kavramlarını entegre etmeyi amaçlamaktadır.

Eko-tek konsepti çerçevesinde mekân kurgusu, bina tasarımı, yeşil sistem ve tarımsal üretim, ulaşım, altyapı ve teknoloji gibi farklı başlıklar altında tasarım kriterleri oluşturulmuş; bunlara bağlı kullanım ve mekân önerileri geliştirilmiştir. Belirlenen tasarım kriterlerinin uygulanmasına yönelik bir metodoloji oluşturmak adına hareketlilik, peyzaj, yapı ve ara yüzler olmak üzere 4 farklı mekânsal prototip ve işleve yönelik oluşturulabilecek mekânsal kurgular hazırlanmıştır (Şekil 2).

              

Şekil 2: Mekansal tasarıma yönelik öneri kurgulamalar                                           Şekil 3: Kavramsal Şema ve Çalışma Odakları

 

Belirlenen konsepte yönelik hazırlanan kavramsal şemada agro-turizm odağı, kıyı aktiviteleri odağı, tarımsal üretim ve eğitim odakları ulaşım ağı ile birbirlerine entegre olacak şekilde konumlandırılmıştır (Şekil 3). Bölgenin yerleşime uygun güney kısımlarında bu odaklara bağlanan konut alanları belirlenmiş ve her alanın kendi ortam şartları ve özellikleri bağlamında işlevlere ayrılmıştır. Bu işlevler sırasıyla; konut alanları, eğitim alanı, tarım alanları, rekreasyonel alanlar, ticari ve sosyal donatılar, ekolojik koridor, günübirlik kullanımlar olup, tüm bunlar bütüncül bir tasarım yaklaşımı ile ele alınmıştır.

Oluşturulan kavramsal şema çerçevesinde tasarım alanına yönelik aktivite şeması ve potansiyel kullanıcı profilleri oluşturulmuştur. Akademisyen, öğrenci, çiftçi, sanatçı, yerli, turistler, çalışanlar, çocuklar ve sporcular başlıca kullanıcı profilleri olarak kabul edilmiş; kullanıcı profillerine hitap eden aktiviteler perma kültür, konaklama, yüzme, tırmanma, kamp, eğitim, gezinme, tarım, ticaret, oyun, festival ve spor aktiviteleri olarak belirlenmiştir, aynı zamanda dört mevsime yayılan bir aktivite şeması oluşturulması amaçlanmıştır (Şekil 4).

Şekil 4: Çalışma alanına yönelik oluşturulan aktivite şemaları ve kullanıcı profilleri

Tasarım Çalışmaları: İlkeler, Konsept ve Çıktılar

Sarısu sahil şeridi ve dere aksını kapsayan alanda eko-tek (Connect) konsepti çerçevesinde oluşturulan kavramsal şemada 5 farklı odak üzerinden farklı ölçeklerde bütünleşik çalışmalar gerçekleştirilmiştir.

Kıyı aktiviteleri ve agro-turizm alanı Sahil şeridi ve dere aksının birleşimi ile oluşan kıyı aktiviteleri ve agro-turizm alanı için iki alternatifli çalışma yapılmıştır.

İlk alternatifte, 1/1000 ölçekli vaziyet planında yaya öncelikli, yeşili ve suyu bilinçli şekilde kentsel yaşama dahil etmeyi amaçlayan ekolojik bir yaklaşım benimsenmiştir (Şekil 5). Proje kapsamında amaçlanan yeşil, su ve yaşam ağları bağlantısının sağlanması için;

  • Kıyı hattının çevresiyle ilişkisini güçlendiren yaya kanalları ve yaya yoğunluğunun dengeli dağılımını sağlayan kılcal yaya aksları ve “yaşayan yeşil alanlar”,
  • Bölgenin ekolojik ritüellerine göre çeşitlenen esnek aktivite alanları,
  • Sosyal donatı, turizm, ticaret ve konaklama alanları tasarlanmıştır.

 

Tasarım aşamasında önerilen işlevler; agro turizm, spor, kültür, ticaret, sanat, kamp, rekreasyon alt odakları içerisinde gruplandırılmıştır. Kıyı bölgesinde ticari ve kültürel işlevler ile desteklenmiş rekreasyon ve spor alanları önerilmiş, güneyde bulunan orman alanının kıyı ile ilişkisinin artırılması için yaya aksı ve işlev önerilerinde

bulunulmuştur. Çalışma alanın batısında önerilen agro-turizm alanı ise topografik yapıya uyumlu konut alanı ve tarım bahçeleri oluşturulacak şekilde kurgulanmış ve kıyı kullanımı ile ilişkisini güçlendirmek için yaya aksları oluşturulmuştur. Ayrıca ekolojik yaşamı besleyen terapi ve komünite merkezileri önerilmiştir. Kıyı alanının çevresindeki diğer işlevler ile ilişkisini güçlendirmesi adına yaya yolları ve yeşil sistem önerisinde bulunulmuştur. Sarısu deresinin taşkın hareketleri düşünülerek sahildeki kıyı oku üzerinde mevsimsel olarak kullanılabilecek ve plaj olarak kullanılan bölgeye erişimi sağlamak için ahşap yaya köprüleri ve güneşlenme terasları kurgulanmıştır. Proje alanının merkezinde bulunan köy meydanı ticaret, kültür ve eğitim işlevlerinin bir araya geldiği bir toplanma alanı olarak tasarlanmıştır. Yaşayan orman konsepti ile mevcut ağaçlara zarar vermeden yaya aksları ve yürüyüş platformları oluşturulmuş, kamp ve serbest performans alanları önerilmiştir.

Şekil 5: 1/1000 Ölçekli Agro-Turizm ve Kıyı Alanı Tasarım Planı (Ortaç, Ü., 2019)

İkinci alternatif için yine projenin üst ölçekte belirlenmiş bölgesel fonksiyonları olan agro-turizm alanı ile kıyı alanı arasındaki etkileşimi üzerine yoğunlaşılmıştır (Şekil 6). Çalışma alanı içerisinde konut alanı, restoran alanı, pazar alanı, ortak kullanım alanları (meydan, park ve rekreasyon alanları), eğitim alanları, oteller ve ticaret alanları birleştirilmek istenmiştir. Bu alanlarda kullanılacak birimler birbirlerine eklemlenebilen, gerektiğinde eksiltilip çoğaltılabilecek yapılardan oluşmaktadır.

Şekil 6: 1/1000 Ölçekli Agro-Turizm ve Kıyı Alanı Tasarım Planı (Çetin, B., 2019)

Konutlar iki katlı tasarlanmış olup bir katı turizm amacıyla Sarısu’ya gelen turistlere kiralanacak, bu sayede alana agro-turizm fonksiyonu kazandırılacaktır. Her konut alanının çevresinde tarım arazileri yer almakta ve üretilen ürünlerin satışının da yapılabileceği bir pazar alanı bulunmaktadır (Şekil 7). Halihazırda bataklık alanı olan kısımda sulak bölge ve terapi-tedavi bahçeleri tasarlanmıştır. Bu bölge restoranlar, pazar alanı ve park alanı ile çevrelenmiştir. Pazar alanından doğuya doğru kullanımlar çeşitlenmekte, tasarımı köy meydanı takip etmektedir. Ardından ticari birimler ve oteller gelmektedir. Ayrıca alana özgünlük katan “Tarım Çayırları” ortak kullanım alanları, kısa süreli depolama alanı ve dinlenme alanları olarak kullanılabilmektedir. Yerleşim, formunu arazinin topografik yapısından almakta olup,  yapıların birbirlerine yakın tasarlanması sokak hissi verebilmeleri içindir.

Şekil 7: 1/500 Ölçekli Agro-Turizm ve Kıyı Alanı Tasarım Planı (Çetin, B., 2019)

Tarımsal üretim – gastronomi odağı ve eğitim odağı Salt barınma gereksinimi dışında, birlikte yaşamaya imkân veren ve doğal değerlere minimum müdahale ile ilgi çeken ve doğa ile öğreten bir yerleşim kurma amacı taşımaktadır. Sarısu deresi ve tamamen tarım arazileri ile kuşanmış 2 farklı ama birbirleri ile kurgusal bütünlüğe sahip çalışma alanlarının hem turizm, hem de üretim adına dönüşümü irdelenmiş; “üretmek ve kooperatifleşmek” mottosundan hareketle tasarım alanına koruma ve iyileştirme yaklaşımı ile bakılmıştır(Şekil 8). Mekânsal tasarıma başlanırken arazinin verdiği ipuçları takip edilmiş; sahil aksı, gastronomi odağı, tarımsal üretim alanları, kooperatif yapıları ve dönüşüm/kompost üretim merkezi ve atölyeler üzerinde yaya hareketi esas alınarak bir kurgu geliştirilmiştir.

Tarım arazileri yetiştirilecek ürünlere göre belirli büyüklüklerdeki parçalara ayrılmış; hem tarımsal üretimle aynı kotta hem de 5-6 metre yükseklikte devam eden ve ziyaretçilere görsel açıdan seyir noktaları oluşturan teraslar ile desteklenmiştir. Üreticilerin/ziyaretçilerin faaliyetlere katılımı ile ekim-dikim faaliyetlerine imkân veren ekipmanların temini adına kooperatif yapısı alanın merkezinde konumlandırılmıştır. Kütlesel tasarımların mekân ile ilişki kurduğu noktada arazinin yönlenmesi üzerinden okuma ile şekillenen modüler bir sistemden yola çıkılmıştır.

İkinci aşama ise, salt barınma ihtiyacına odaklanmanın dışında doğal değerleri gözeten, komşuluk ve birlikte yaşamaya odaklı sosyal içeriği yüksek bir mahalle tasarlama fikridir (Şekil 9). Bu noktada, tarımsal üretim odağındaki modüler sistem fikri, ardışık iç ve dış mekânlar oluşturularak bu alanda da geçerli kılınmıştır. Az katlı ancak alanı verimli kullanan yapılar tasarlanmıştır. Tasarım böylelikle farklı arazilerde uygulanabilecek “birleşme, büyüme ve esneklik” kriterleri ile oluşturulmuştur.

Şekil 8: 1/1000 Ölçekli Tarımsal Üretim – Gastronomi ve Eğitim Odağı Tasarımları (Or, E., 2019)

 

Alanın geneli konut odaklı olsa da dere aksında geliştirilen merkezde, kooperatife bağlı dışarıdan/civar yerleşmelerden eğitim almak isteyen kişilere yönelik süreli perma kültür eğitimleri verebilecek bir yapı düşünülmüştür. Merkez çevresinde, yerleşik nüfus ya da eğitim için gelen misafirlerin konaklayabilecekleri bir mahalle dokusu kurgulanmıştır. Aynı büyüklükteki (64 m2) birimlerin farklı iç mekân kurguları ile dış mekânlarla bütünleştiği bu sistem, özelden kamusal mekânlara geçişte kademelenmeyi sağlamıştır. Ayrıca, yapılar arası belirli noktalarda cam seralar konumlandırılırken her kümelenmenin kendi içinde ortak bahçeleri bulunmaktadır. Ağaç sıklığının mevcutta yoğun olduğu ve çalışma alanını ikiye ayıran bölgede doğal topografya korunmuş, alanı yatayda kat eden ve göletin olduğu noktaya bağlanan bir seyir rotası tasarlanmıştır. Oluşturulan mekânsal kurgu, temel kimliğin korunduğu ama her noktasında kendine özgülük içeren bir sonuç ürün sunmaktadır.

Eko-yerleşim konut odağı Konut odağı, arazinin yapılaşmaya müsaade eden orman-dere sınırları arasındaki alanı ve ona komşu orman alanını kapsamaktadır (Şekil 10-Şekil 11). Projenin sosyal programı kapsamında nüfus 1000 kişi olarak belirlenmiştir. Bu bağlamda, minimum yapılaşmayı sağlamak amacıyla modüler bir yaklaşım benimsenmiş ve tüm birimlerde (konut, ticari, eğitim, sosyal, dini, kültürel yapılar) uygulanmıştır.

Şekil 9: 1/500 Ölçekli Eğitim Odağı Tasarımı (Or, E., 2019)

Konut odağı, aynı tasarım anlayışına sahip birbiriyle komşu 2 alandan oluşmaktadır. Her iki alanda da en küçük modül 5×5 m belirlenmekle birlikte, konut birimleri bu modüllerin bir araya gelişleri ile farklı tiplerde tasarlanmıştır.

                                                                                                                       

Şekil 10: 1/500 Ölçekli Eko-Yerleşim Odağı-1 Tasarımı (Sarıbıyık, F., 2019)          Şekil 11: 1/1000 Ölçekli Eko-Yerleşim Odağı-2 Tasarımı (Arshadi, M., 2019)

Alanda yaya öncelikli ulaşım modeli benimsenmiştir. Birinci konut alanından geçerek orman alanlarını, sahil aksını ve eğitim alanlarını birbirine bağlayan ve ikinci konut alanına devam eden ana yaya aksı ile vadi ile dere kenarını birbirine bağlayan ana yaya aksı olmak üzere 2 adet birincil aks belirlenmiş ve tüm donatılar bu akslar etrafında geliştirilmiştir. Tarım alanlarını eğitim ve dere kenarındaki alanlara bağlayan ana yaya bağlantısı yaşayan bir aks olarak etrafında konut, eğitim, ticaret, sosyal donatı alanları ile günübirlik aktiviteleri toplamaktadır. Alanın vadiye bakan yamaçları, tarım alanı ve rekreasyonel alan olarak daha verimli olacağı düşüncesiyle seyir teraslarının bulunduğu bir koridor olarak belirlenmiştir. Sulak alanlardan ilkinin bulunduğu orman alanı doğa sporlarına ayrılırken, diğeri verilen eğitimin bir donatısı eğitim alanında tanımlanmıştır. İkinci konut alanındaki mevcut göl ve çevresi kamp alanı ve rekreatif alan olarak kurgulanmış, birinci konut alanı içerisinden ise sahil aksındaki ormanlık alana uzanan ve sahil aksıyla birleşen yaya alanları tasarlanmıştır.

Sonuç Yerine

Hızlı kentleşme ve nüfus artışı ile birlikte doğaya verilen zararlar sonucu iklim değişikliği, çevre kirliliği ve yaşam kalitesindeki düşüş gibi yeni sorunların oluşması kent planlamasında yerel malzeme ve işgücünün kullanımıyla ortaya çıkan düşük yoğunluklu yapılaşmaları, ekonomik ve kültürel faaliyetlerin doğal çevre ile ilişkili olmasını gerekli kılmıştır. Bu bağlamda; karakteristik özellikleri ile dikkat çeken ancak mevcutta yaşayan nüfusunun neredeyse yok denecek kadar az olduğu bir yerleşim olan Sarısu’da mevcut potansiyellerin korunarak değerlendirilmesi üzerine belirlenen konsept çerçevesinde; teknolojik gelişmelerin günlük hayata yansımaları göz ardı edilememiş ve ekolojik yaşamı destekleyen teknolojilere önem veren eko-tek kavramı üzerinden bir kurgu geliştirilmiştir. Oluşturulan mekânsal kurgulama farklı alt bölgeler içermiş olsa da, temelde doğa-insan-teknoloji-eğitim dörtlüsünden hareketle bütünleşik bir sistemden yola çıkmıştır. Özünde aynı kurallara referans verse dahi her alanın özgün karakterlere sahip olduğu aşikârdır. Neticede gerçekleştirilen çalışma; giderek artan kentsel sorunlara yönelik bir çözüm olarak görülen ekolojik tasarıma yönelik bir örnek oluşturması, bakir bir çevreye sahip olan Sarısu bölgesinin sürdürülebilir gelişimini desteklemesi ve yakın çevresinde bulunan metropollerin kentsel sorunlarına yönelik bir rezerv bölge oluşturması açısından önemli görülmektedir.

Bu Haberi Paylaşın