Didem Arı
İTÜ Lisansüstü Eğitim Enstitüsü
Disiplinlerarası Kentsel Tasarım Programı
Endüstri Devrimi ile birlikte ekonomik kalkınmanın sanayi yatırımları ile sağlanabileceği düşüncesi tüm dünyaya yayılmaya başlamıştır. Türkiye’de de Cumhuriyetin ilanı ile birlikte toparlanmaya çalışan ülke ekonomisinin hedeflere ulaşması için devlet, sanayileşme politikalarını benimsemiştir. Bu doğrultuda, 1930’lu yılların başında devletçilik ilkesi benimsenerek hazırlanan Birinci Beş Yıllık Kalkınma Planı kapsamında pamuk, keten, kimya, demir gibi alanlarda birçok sanayi tesisi yapılması planlanmıştır. Sanayi yatırımları ilk başlarda ekonomik adımlar olarak görülse de, beraberinde sosyal ve mekansal sonuçlar ortaya çıkarmıştır. Kırdan kente göçün artması ile birlikte konut açığı ortaya çıkması ve kontrolsüz kentleşme gibi durumlar öngörülerek sadece fabrika kurmakla kalınmamış, beraberinde yeni yerleşimler de kurulmuştur. Bu yeni yerleşmelerde lojmanlar inşa edilerek konut açığı sorununa; okul, hastane, park, spor ve kültürel alanlar ile de oluşabilecek sosyal sorunlara çözüm aranmıştır. Ülkemizde, Erken Cumhuriyet Dönemi sanayi yatırımları kapsamında yapılacak olan sanayi tesislerinin tek elden yönetilmesi için Sümerbank kurulmuştur. Bu kalkınma hamlesi ile Anadolu’daki birçok ilde çeşitli sektörlerde sanayi tesislerinin kurulması planlanmıştır. Bu sanayi tesislerinden biri de Karabük Demir-Çelik Fabrikaları’dır. Sümerbank önderliğinde fabrikada çalışacak olan işçiler için daha sonra adı Yenişehir olarak anılacak olan yeni bir yerleşme planlanmıştır.
Dünyada 19.yy sonlarında başlayan ve geçmişteki hayat dolu kentleri unutturduğu gibi gerekçelerle birçok kişi tarafından eleştirilen modern mimari anlayışı, Christopher Alexander’ın çalışmalarına da konu olmuştur. C. Alexander modernizmin getirdiği mimari anlayış ve onun sebep oldukları hakkında yalnızca eleştirmekle kalmayıp 1977 yılında yayınladığı Bir Desen Dili (A Pattern Language) kitabında yepyeni, alternatif bir teori sunmuştur. Kent ölçeğinden bina süslemelerine kadar geniş bir yelpazade, insanların yaşadığı sorunlara karşılık yeni çözümler üreterek, 253 ayrı desenden oluşan yeni bir tasarım dili sunmaktadır. Bu çalışma kapsamında bir Erken Cumhuriyet Dönemi yerleşmesi olan Karabük-Yenişehir işçi yerleşmesi, yapıldığı dönemden yıllar sonra yazılan C.Alexander’in Bir Desen Dili kitabında belirtilen yerleşme ve bina ölçeğindeki desenlere göre incelenmiştir.
Yenişehir- Karabük Demir-Çelik Fabrikaları İşçi Yerleşmesi
Yenişehir, Karabük ilinde yer alan eski bir mahalledir. 1930’lu yıllarda Öğlebeli Köyü’ne bağlı, 13 haneli bir köy olan Karabük’ün, Türkiye’nin ilk ağır sanayi hamlesi olan Demir-Çelik Fabrikaları’nın kuruluş yeri olarak seçilmesiyle birlikte kaderi değişmeye başlamıştır. Fabrikanın inşasıyla birlikte yaşanacak olan kentleşme öngörülerek, orada çalışacak işçiler için fabrika yakınında bir işçi yerleşmesi yapılması planlanmıştır. Sümerbank’ın önderliğinde yapılacak bu yerleşmenin planı, 1938 yılında dönemin önemli mimar-şehircilerinden olan Henri Prost’a hazırlatılmıştır. Yerleşmede yer alacak konutların planları Sümerbank tarafından belirlenmiş, fabrikada istihdam edilen mimar ve mühendislerce hazırlanmış ve uygulanmıştır. Bu mimarlardan en öne çıkanı, Yenişehir Sineması, Kübana Evleri, Yenişehir Stadyumu, Havuzlu Bahçe gibi yerleşmenin önemli yapılarını tasarlayan Mimar Münci Tangör’dür (Özkan, 2010). Ayrıca Mimar Seyfi Arkan’ın Zonguldak-Kozlu için tasarladığı amele evlerinde benimsediği hiyerarşik tasarım yaklaşımı, Yenişehir’de de örnek teşkil etmiş ve kullanılmıştır.
Bu yeni şehrin inşasına fabrikayla eşzamanlı olarak başlanmıştır. Bina yapım yıllarına bakıldığında konutların inşaatı 1980’li yıllara kadar sürmüş, ihtiyaç oldukça plana uygun olarak yeni binalar yapılmıştır. Karabük Demir-Çelik Fabrikaları için, Filyos Çayı’nın kolları olan Soğanlı Çayı ve Araç Çayı’nın birleştiği noktadaki vadide yer seçilmiştir. İşçiler için planlanan yerleşme için ise fabrikaya doğru bakan güney yönelişli yamaçta yer seçilmiştir. Yerleşim planı, Yenişehir ve Ergenekon olmak üzere iki bölümden oluşmaktadır. Ergenekon bölümü Araç vadisinde daha alt kotlarda, alt kademe işçiler için planlanmış olan kısımdır. Bitişik nizam, basit sıra evler şeklinde tasarlanmış, 2000’li yıllarda Karabük Belediyesi tarafından kent meydanı yapmak için yıkılana kadar işçiler ve aileleri tarafından kullanılan bir konut bölgesidir. Yenişehir bölümü ise manzaraya sahip olan daha üst kotlardaki güneye bakan yamaçta, üst düzey işçi, memur, mühendis ve müdürler için planlanmış olan kısımdır. Çalışanlar için planlanan konutlar Yenişehir içerisinde kıdem farkına göre konumlandırılmıştır. Fabrika genel müdürleri için, yerleşmenin en iyi manzaraya sahip olan, yamacın başlangıç kısmındaki terasta yer seçilirken, alt kademe memur ve mühendisler için daha arka kısımlarında yer seçilmiş, üst düzey memur ve mühendisler için yapılan konutlar ise ikisinin arasında yer almaktadır. Yenişehir, 1996 yılında Kentsel Sit ve 3. Derece Doğal Sit Alanı olarak ilan edilmiş ve günümüze kadar çok az değişiklikle ulaşabilmiştir.
Yerleşme Ölçeğinde Desen Analizi
Yenişehir, yalnızca konut ihtiyacını karşılamak için değil, yeni kurulan bu şehir içinde işçiler ve ailelerinin her türlü ihtiyaçlarını karşılayabilecekleri modern bir Cumhuriyet kenti kurmak için tasarlanmıştır. Yerleşme içerisinde insanların sosyalleşebilecekleri, eğitim, sağlık, alışveriş gibi birçok ihtiyaçlarını karşılayabilecekleri alanlar yer almaktır. Hastane, okullar, sosyal tesisler; yazlık-kışlık sinema, kulüpler, havuz, spor alanları, parklar, çocuk oyun alanları, kreş, halkevi, misafirhane gibi donanımlar yerleşmenin iyi planlanmış bir sosyal konut alanı olduğunu göstermektedir. Bunların yanı sıra ağaçlarla donatılmış geniş kaldırımlı yolları, otoparkları, bahçeli müstakil evleri ile Yenişehir, Avrupa şehirlerindeki bahçe şehirleri andırmaktadır (Kessler, 1949). Sosyal yaşama gerçekten önem verildiğine işaret eden kulüpler, lokaller, yazlık-kışlık sinema, havuz gibi kullanımları ile Yenişehir, Karabük’te bambaşka bir Anadolu şehri imajı çizmektedir. Yerleşmede yaşam başladıktan sonra yazılan makaleler ve gazete yazılarında Yenişehir için “sosyetik” bir yaşam, “Prestij mahallesi” gibi söylemlere sıkça rastlanmakta ve Türkiye için parlak bir örnek teşkil ettiği söylenmektedir (Kessler, 1949). Sosyal olanakların yanı sıra planlama ve tasarım açısından bakıldığında, yerleşmenin peyzaj değerleri, nüfus ve yapı yoğunluğu, görsel bütünlüğü gibi konular yerleşmenin korunması gereken doğal ve kültürel değerleri olarak görülmektedir. Ayrıca Yenişehir’in, H. Jansen’in Ankara İmar Planı’nda açıkladığı oturma mahallerinin nasıl olması gerektiği üzerine belirlediği ilkelere göre tasarlandığı söylenmektedir (Öktem, 2004).
Alexander (1977) iş alanları ile konut alanlarını birbirinden ayrı ve uzak şekilde planlamak insanların hayatlarında duygusal zorluklar yarattığını söylemektedir. Çocuklar, erkekler çalıştıkları için genellikle onların olmadığı yerlerde büyümekte, erkekler ise günlerinin büyük bir kısmını iş yerinde geçirdikleri için ailelerinden ayrı düşmektedirler. Bu nedenle konut alanları ile çalışma alanları arasındaki mesafe 20-30 dakika yürüme mesafesinde olmalı ki çalışan insanlar öğle yemeği gibi molalarda evlerine kolaylıkla gidebilsinler demektedir. Bu bağlamda, Yenişehir’in inşa edilme amacını düşündüğümüzde, çalışma alanı ile konut alanlarının bir arada planlanması sebebiyle Şekil 1’de görüldüğü üzere fabrika ile Yenişehir arasında yalnızca 500 metrelik bir mesafe olması olumludur.
Yenişehir’in planlı bir yerleşme olması ve yamaç üzerinde bir terasa inşa edilmiş olması onu, çevresinde zamanla artan nüfusla birlikte gelişen konut alanlarından öncelikle fiziksel olarak ayırmaktadır. Aynı zamanda burada yaşayan insanların fabrikanın üst düzey çalışanları ve ailelerinin olması onları sosyal, kültürel ve ekonomik olarak da diğer konut alanlarından ayırabilmektedir. Alexander, insanların kendilerini ait hissedebildikleri tanımlı bir bölgede yaşamak istediklerini söylemektedir. Alexander (1977)’a göre kentlerde yeşil alan, tarım alanı, su öğesi, kamusal alan, demir yolu ve araç yolu gibi öğelerin alt bölgeleri birbirinden ayırması gerekmektedir. Yenişehir, yerleşmenin güney ve batısında yer alan şevler, kuzeyindeki orman alanı, doğusundaki yeşil alanlar ve kuzey doğusundaki kamusal alanlarla kentin geri kalanından ayrılan tam bir alt bölge oluşturmaktadır.
Alexander (1977) yerleşmelerdeki aktivite alanlarının dağınık olmaması, bir arada bulunması gerektiğini söylemektedir. Bu kamusal alanların bir meydan çevresinde yoğunlaşması, bir çekirdek oluşturması ve ana yaya aksının bu çekirdekle birlikte planlanması, bu aksın konut alanlarına maksimum 10 dakika yürüme mesafesinde olması gerektiğini belirtmektedir. Yenişehir’de aktivite alanları; okullar, sinemalar, sosyal tesisler, spor alanları ve alışveriş alanları yerleşmenin merkezinde toplanmış bir aktivite çekirdeği oluşturmaktadır. Ana yaya aksı ise Şekil 3’te görüldüğü gibi bu çekirdek içerisinden geçerek konut alanlarına doğru dağılmaktadır ve sirkülasyon günümüzde diğer yaya dolaşımının sağlandığı sokaklar gibi geniş kaldırımlarla sağlanmaktadır. Tamamen yayaya ayrılmış şekilde değildir. 10 dakika yürüme mesafesi kriterine uymaktadır. Alexander (1977)’a göre kentlerdeki yeşil alanlar üç dakika yürüme mesafesinden fazla olmamalıdır. İnsanlar kısa sürede ulaşabildikleri yerlere gitmek, yürümek, koşmak, yeşil alanda vakit geçirmek isterler. Yeşil alanlar uzak olduğu zaman insanların bu konudaki istekleri körelmektedir. Yenişehir genel olarak parkları, çocuk oyun alanları ve spor tesisleriyle birlikte düşünülerek planlanmış bir yerleşmedir (Şekil 2). Ancak, Çamlık evlerinin olduğu üst kısımlarda tanımlı, aktif yeşil alanlar bulunmamaktadır. Çamlık evlerinin geniş bir bahçe içerisinde planlanmış konutlar olması sebebiyle bunun büyük bir eksiklik olmadığını söyleyebiliriz (Şekil 6).
Yenişehir, Karabük meydanına çok yakın bir konumda bulunmaktadır. Meydanla arasında bir topoğrafik eşik olması sebebiyle toplu taşıma olarak kent içi otobüsler yerleşme içerisinden geçmemekte, minibüs seferleri gerçekleşmektedir. Alexander’ın (1977) önerdiği gibi yerleşme, hem durak ve ev arasındaki mesafe açısından hem de kentin ana ulaşım noktalarına erişim açısından iyi bir noktada konumlanmıştır. Yenişehir, Şekil 3’te görüldüğü üzere otopark konusunda da olumlu değerlendirilebilecek bir yerleşmedir. Tek ve iki katlı konutların bahçelerinde araçlarını park edebilecekleri alanlar bulunmaktadır. Bunun yanı sıra dört katlı blokların arka tarafında açık otoparklar yer almaktadır. Ayrıca bazı sokak ve caddeler üzerinde cep otoparkları ve hastane gibi kamu yapılarının yakınında otopark alanları düşünülmüştür (Şekil 4).
Yapı Ölçeğinde Desen Analizi
Yenişehir’de, 56 hektarlık bir alanda 192 adet konut bulunmaktadır. Çamlık evleri, memur evleri, memur apartmanları, müdür evleri, genel müdür evleri, bekar lojmanları ve kübana evleri olmak üzere yedi farklı isimle anılan konut grupları içerisinde 21 farklı plan tipinde konut yer almaktadır. Bu tiplere yapılan eklenti modüllerle birlikte daha fazla çeşitten söz edilebilmektedir.
Çamlık evleri geniş bir bahçe içerisinde yer alan 2-3 odalı ikiz veya sıra ev şeklindeki, temel olarak 75 m2lik tek katlı konutlardır. 1940 yılından önce memur ve mühendisler için inşa edilmiştir. Bu evler yerleşmenin en üst kısımlarında yer almaktadır. Memur evleri, bahçe içerisinde 3-4 odalı ikiz ev şeklindeki, 90-100m2lik tek katlı konutlardır. 1940-1970 yılları arasında üst düzey memurlar için inşa edilmiştir. Memur apartmanları, bahçe içerisinde, her katta 4 odalı 2 dairenin olduğu 2 katlı binalardır. 1940-1960 yılları arasında üst düzey memurlar için inşa edilmiştir. Bekar lojmanları, bahçe içerisinde 18-27m2lik dairelerin olduğu 2 katlı binalardır. Ortak bir yemekhaneleri olduğu için bu evlerde mutfak bulunmamaktadır. 1970-1980 yılları arasında, bekar üst düzey işçiler için inşa edilmiştir. Müdür evleri, bahçe içerisinde yer alan, 3-5 odalı ikiz veya sıra ev şeklinde, ortalama 140m2lik, 2 katlı konutlardır. 1940 yılından önce inşa edilmiştir. Genel müdür evleri, bahçe içerisinde 4-5 odalı müstakil, dubleks şeklindeki, 220 m2lik konutlardır. 1940 yılından önce fabrika müdürleri için inşa edilmiştir. Kübana evleri, her katta 4 odalı 2 dairenin bulunduğu 4 katlı binalardır. 4.kattaki daireler dublekstir. 1960-1970 yılları arasında, üst düzey memur ve mühendisler için inşa edilmiştir (Şekil 5).
Alexander (1977) yerleşme içerisinde bulunan konutların 4 katı aşmayacak şekilde planlanması gerektiğini, yüksek katların özellikle çocuklar olmak üzere insanlar için iyi olmadığını, şehir manzarasını bozduğunu ve sosyal hayatı olumsuz etkilediğini söylemektedir. Şekil 6’da görüldüğü üzere Yenişehir’de okul, huzurevi gibi sonradan inşa edilen yapılar dışında 4 katın üzerinde yapı bulunmamaktadır.
Alexander (1977) binaların doğu-batı doğrultusunda yerleştirilmesi gerektiğini, salon gibi önemli odaların, balkon gibi açık alanların güneş almasının evi neşeli bir hale getirdiğini söylemektedir. Yenişehir, kentin güneye bakan yamacında planlanmış bir yerleşmedir. Yapılar genellikle doğu-batı doğrultusunda yerleştirilmiştir. Bu sayede konutlar gün boyu güneş alabilecektir. Yine Alexander’a (1977) göre kapıdan girildiği andan itibaren belirli bir düzenin olması gerekmektedir. Girişte geçiş için ayrı bir odanın yer alması gerektiğini, sonrasında evin salon gibi ortak alanlarına geçilmesi ve oradan daha özel odalara erişim sağlanmasının mahremiyet açısından daha doğru olacağını söylemektedir. Yenişehir’de planlanan konutlarda kapıdan girildiğinde bir hol alanı ile karşılaşılmakta, sonrasında daha büyük bir hol ya da salon alanına geçilmektedir. Yatak odası gibi daha özel odalara ise salondan ya da holden geçilen küçük bir hole geçerek erişim sağlanabilmektedir (Şekil 7). Böylece mahremiyet dereceleri arasında ortak kullanımdan özel kullanıma doğru bir geçiş sağlanmaktadır.
Sonuç
Cumhuriyet’in ilanı ile birlikte Türkiye’de ekonomik gelişmeyi sağlamak amacıyla sanayi yatırımlarına ağırlık verilmiştir. Bu sanayi yatırımları kapsamında Türkiye’nin ilk ağır sanayi hamlesi olarak Karabük Demir-Çelik Fabrikaları inşa edilmiştir. Fabrikayla eş zamanlı olarak, fabrikada çalışacak olan işçiler için planlanan, Yenişehir adı verilen işçi yerleşmesi, Türkiye’de modern Cumhuriyet kentleri inşa etmenin ilk adımlarından biri olarak görülmektedir. İşçilerin ve ailelerinin her türlü ihtiyacı düşünülerek tasarlanan konutları ve sosyal imkanları ile hedeflenen modern Cumhuriyet kentinin, yapıldığı dönemde başarıya ulaştığı yapılan röportajlar, hakkında yazılan makale ve gazete yazılarından anlaşılabilmektedir.
Eskinin gözden çıkarıldığı, geçmişin hayat dolu kentlerini unutturduğu ve benimsenen sadelik anlayışının kentleri tekdüze; cetvelle çizilmiş bir hale getirdiği gerekçesiyle eleştirilen modern mimari anlayışına karşılık olarak Christopher Alexander, yeni bir tasarım yaklaşımı önermiştir. Bir modernleşme projesi olarak görülen Yenişehir yerleşmesi, Alexander’in moderleşmeye karşı eleştirileri sonucunda yeni bir yaklaşım önerisi olarak sunduğu “A Pattern Language” (1977) kitabında belirttiği desenlere göre incelenmiştir. Yapılan incelemeler doğrultusunda Yenişehir, çoğunlukla olumlu olarak değerlendirilmiştir. Özellikle modern mimarlığa yapılan eleştirilerin temelini oluşturan tekdüzelik, Yenişehir yerleşmesinde görülmemektedir. Yalnızca konut alanlarından oluşmayan, sosyal yaşantının önemsendiği, yaşayan bir yerleşme olduğu görülen Yenişehir’in, Alexander’in özellikle yerleşme ölçeğinde sunduğu desenlere göre olumlu olarak değerlendirilebilir. Yerleşmenin yapılış amacına baktığımızda tasarım kaygısı güdülmeden, ihtiyaca yönelik planlanması ve yerleşmenin günümüzden ve kitabın yazılmasından çok önce planlanması, dolayısıyla da planlama pratiklerinin bu dönem içerisinde elde edilen tecrübelerle gelişim gösterdiği düşünüldüğünde, bir sosyal konut ve modernleşme projesi olarak inşa edilen Yenişehir yerleşmesinin günümüzde de örnek teşkil edebilecek modern bir sosyal konut projesi olduğu söylenebilir.
Kaynakça
Alexander, C., Ishikawa, S., Silverstein, M., Jacobson, M., Fiksdahl-King, I. ve Angel, S., 1977. A Pattern Language- Towns, Buildings, Construction, Oxford University Press, New York.
Ayten, M., Çabuk, S., Özkan, M., Turcan, Y. (2010). Cumhuriyet Kenti Karabük’ün Planlama Tarihi Üzerine (1937 – 1967) Bir Değerlendirme. Kuruluşundan Bugüne Karabük ve Demir Çelik Sempozyumu, 2-3 Nisan 2010. Ankara: TBMM Basım Evi.
Çabuk, S.,Demir, K., Gökyer, E. (2016). Cumhuriyet’in Yeni Kenti Karabük’ün 1937 – 1988 Dönemi Mekânsal Gelişimi ve Şehir Planları. Karabük Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi. Özel Sayı:2. 20-39.
Fındıklı, E.B. (2017). Karabük’te Ağır Sanayi ve Barınma: Mekansal Ayrışma ve Disipliner Pratikler Bağlamında Bekar İşçi Yurtları (1937-1951). Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi. 10;(52): 660-675
Kalyoncu, H. (2007). Cumhuriyet Kenti Karabük. Karabük: Karabük Belediyesi Yayınları.
Karabük Belediyesi. (1996). “Karabük ili, Merkez İlçesi, Yenişehir Mahallesinde; Kentsel Sit ve Üçüncü Derece Doğal Sit Alanı Koruma İmar Planı İçin Analitik Araştırma Tespitleri ve Raporu”. Karabük.
Kessler, G. (1949). “Zonguldak ve Karabük’teki Çalışma Şartları”, İçtimaî Siyaset Konferansları, İkinci Kitap. çev. Ekmel Zadin, İstanbul: İstanbul Üniversitesi İktisat ve İçtimaiyat Enstitüsü, s. 7-33.
Köseoğlu, E. (2011) Kent Mekânına İlişkin Kuramsal Bakışlar: Rob Krier, Christopher Alexander ve Bill Hillier. İdeal Kent. Sayı 5: 96-111
Kütükçüoğlu, M. (2012). Türkiye’nin İlk Ağır Sanayi Kenti Karabük (Milli Şef Döneminde). Karabük Valiliği Yayınları. Ankara.
Mollayakupoğlu, S. (2019). Kentsel Mekan Oluşum Sürecine Kuramsal Bir Bakış: C.Alexander’in Örüntü Dilleri. Karadeniz Teknik Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü. Trabzon.
Öktem, S. (2004). Türkiye Cumhuriyeti’nde Modernleşme Hareketi; Karabük Demir Çelik Fabrikaları Yerleşim Örneği. (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi). İstanbul: İTÜ Fen Bilimleri Enstitüsü.
Özkan, Altınöz, M. (2015). Endüstri Kenti Karabük’ün Sosyal Yaşantısının Şekillenişinde Yenişehir Sineması’nın Rolü. İnsan ve Toplum Bilimleri Araştırmaları Dergisi, 4/1: 83-99.
Park, Y., Newman, G.D. (2017). A framework for place-making using Alexander’s patterns. Urban Design International. 22(4): 349-362