Bizi Takip Edin

Makaleler

İklim Değişikliğinin Getirdiği Risklere Direnç Geliştirmek Özel Sektör İçin Bir Fırsat

04.10.2019

Nuri ÖZBAĞDATLI

UNDP

İklim Değişikliği ve Çevre Portföyü Yöneticisi

 

Turgut Erdem ERGİN

UNDP

Afet Risk Yönetimi ve İklim Değişikliği Uzmanı

 

Naz BEYKAN

UNDP

İklim Değişikliği Danışmanı

 

Dünya Ekonomik Forumu’nun  2019 Küresel Risk Raporu’na göre[1] etki ve olasılık bakımından iş dünyasının karşı karşıya kaldığı ilk on risk arasında aşırı hava olayları, doğal afetler, iklim değişikliğine yönelik eyleme geçilmemesi ve kaynak sıkıntıları var. Bu riskleri tetikleyen temel trend ise iklim değişikliği.

Meteoroloji Genel Müdürlüğü (MGM)[2], Türkiye’de 2018 yılında 840 meteorolojik karakterli doğal afet kaydetti. 1940 ve 2000 yılları arasında ülkede ortalama yüz iklimsel afet yaşanmaktayken, 2000 yılından itibaren yıllık afet sayısında ciddi bir artış gözlendi. 2010 yılına varıldığında yıllık afet sayısı üç yüzü geçti. 2018 yılı 1900’lerin başından beri görülen en yüksek sayı, ve peşinden gelen 2015 (731 afet), 2016 (654 afet) ve 2017 (589 afet) yılları meteorolojik karakterli en fazla afet yaşanılan yıllar olarak kayda geçti. MGM, bu artışta iklim değişikliğinin payı olduğunu teyit ediyor. Yüzde 36 ile fırtınalar, yüzde 31 ile şiddetli yağış ve seller ve yüzde 16 ile dolu Türkiye’de en sık karşılaşılan afetler. Başta İstanbul, Kahramanmaraş, Antalya, Balıkesir, Mersin, Ordu ve Şanlıurfa en çok afetin yaşandığı iller. Basque Center for Climate Change’in Avrupa kıyı kentlerindeki iklim değişikliği risklerine yönelik yaptığı bir araştırmaya göre[3], İstanbul ve İzmir en kırılgan iki liman kenti. Gerekli uyum önlemleri alınmadığı takdirde, yüzyılın sonunda bu kentler her yıl sırasıyla 9.8 ve 5.7 milyar dolar hasara maruz kalabilir.

2018 yılındaki meteorolojik karakterli afetlere dair elimizde henüz sayısal veri yok. Ancak yılın ikinci yarısında ve 2019’un başlarında aşırı hava olaylarına sıkça tanık olduk.

  • 13 Temmuz ve 8 Ağustos 2018’deki şiddetli yağışlar Ordu ve çevre illeri etkiledi. Seller ve toprak kaymaları karayolu altyapısı, binalar ve fındık üretimine zarar verdi. İlk tespitlere göre hasarın 164.8 milyon lira olduğu açıklandı.[4]
  • Eylül 2018’de, Türkiye’nin Ege kıyıları son yüzyılda ilk defa Zorba Kasırgası tehdidiyle karşı karşıya geldi. Kasırga, son anda Türkiye’nin kıyılarına varmadan yön değiştirdi.[5]
  • Kasım 2018’de Bodrum, on gün içinde iki kez ani sel baskınına maruz kaldı. Altyapı yetersizliği nedeniyle selden pek çok işyeri etkilendi.[6]
  • Aralık 2018 ortasında Diyarbakır’daki şiddetli yağış nedeniyle Dicle Nehri üzerindeki Kral Kızı Barajı’nın kapaklarından biri hasar gördü. Nehir yatağı çevresindeki binaları ve UNESCO Dünya Mirası listesindeki Hevsel Bahçeleri’ni sel bastı.[7]
  • Ocak 2019 başında ülkenin çeşitli yerlerinde sel olayları yaşandı. Mersin’deki 30 bin dönüm tarım arazisi ile Manisa Ovası’nın yüzde 70’i sel suları altında kaldı.[8]
  • Ocak 2019 sonunda Antalya’da birkaç gün arayla yaşanan fırtına ve hortum olayları, binalar, tarım arazileri, ayrıca ulaşım ve enerji altyapılarında ciddi hasara ve ölümlere yol açtı.[9]

Yaşanan olaylar mal, mülk ve altyapılara hasar veriyor, tarım ve sanayi üretimini doğrudan (ya da tedarik zincirleri yoluyla dolaylı olarak) sekteye uğratıyor. Bu etkilere dair çoğunlukla kapsamlı veri bulmak mümkün değil ama sigorta sektörünün sağladığı rakamlar olayların şiddetine kısmen ışık tutuyor. Tarım Sigortaları Havuzu (TARSİM) verilerine göre tarım ürünlerine yönelik sigorta ödemelerinin yüzde 75 ila 95’i don, dolu ve fırtına hasarlarına yönelik.[10] Türkiye Sigortalar Birliği, her yıl ödenmekte olan ortalama 150 milyon lira sel sigortası miktarının artışta olduğunu bildiriyor. İstanbul’da 2017 yazında bir hafta arayla yaşanan sel ve dolu olaylarının hasar maliyetinin 2 milyar lira olduğu tahmin ediliyor. Ancak araç ve bina sigorta verileri, bu maliyetin yalnızca yarısının sigorta kapsamında olduğunu gösteriyor. Bunların yanı sıra üretim kayıpları, tüketici fiyatlarına doğrudan yansıyor. 2016 kışında, aşırı kar yağışı nedeniyle yollar kapandığı için İstanbul haline meyve sebze girişi yüzde 60 düşmüş, bu da fiyatların geçici olarak artmasına neden olmuştu. Nitekim, sigorta şirketi Allianz’ın 2019 için hazırladığı Risk Barometresi[11], iş kesintileri ve tedarik zincirindeki aksamaları, küresel ölçekte, şirketler için öncelikli riskler olarak sıraladı.

İklim değişikliği, görünür biçimde fonksiyonel, fiziksel ve ekonomik hasara yol açan ani veya aşırı hava olayları olarak karşımıza çıktığında daha kolay kavranıyor. İklimsel normallerdeki değişimler, örneğin ortalama sıcaklık ya da yıllık yağışlı gün sayılarındaki değişimler ise gözle görülür sonuçlara yol açmadığından işletmelerin bunları algılaması zor. Ancak, süregelen ve küçük ölçekli bu stres etkenleri ile uzun vadede ortaya çıkan performans kayıplarının etkileri yadsınamaz. Bu performans kayıpları hem işgücü, hem de teknoloji ve ekipman için geçerli. Örneğin, sıcaklıkların artması, çalışanların sağlığını ve verimini etkiliyor. İklimsel projeksiyonlar, insan kaynağı düzenlemeleri, altyapıların doğru kapasitelerde tasarlanması ve yatırım planlaması için önem arz ediyor.

Türkiye’de özel sektörün yüzde 99’u küçük ve orta ölçekli işletmelerden (KOBİ) oluşuyor. Bu işletmelerin iklim değişikliğine uyum ve direnç kapasiteleri büyük şirketlere göre oldukça zayıf. Gümüşhane’de yapılan bir araştırmaya göre[12], KOBİ’lerin yalnızca yüzde 15’i periyodik tehlike analizi yaparken, sadece yüzde 18’inin acil durum hazırlık planı ve yüzde 20’sinin acil durum numaraları panosu var.

Özel sektör, iklim değişikliğinin iş süreklilikleri üzerindeki etkisini anlamakla birlikte, ölçeğini kavramakta ve bu nedenle uyuma yönelik eyleme geçmekte güçlük çekiyor. Uzun vadede karşılaşılan performans kayıpları, farklı uyum eylemlerinin maliyet-etki analizinin olmaması ve eylemsizliğin maliyetinin bilinmemesi gibi faktörler özel sektörün bilinçli karar almasını engelliyor[13]. Bu nedenle de yapılanlar, çoğu zaman yöneticilerin mevcut konfor alanının dışına çıkmayan “çözümlerin” ötesine geçemiyor.

Özel sektörün, iklim değişikliğini sadece bir risk olarak değil, kapasitesini ve işbirliklerini geliştirmek ve yeni ürün ve hizmetler üretmek için aynı zamanda bir fırsat olarak da değerlendirmesi gerekiyor. 2013’te EBRD ve IFC tarafından yayımlanan “Türkiye’de İklim Değişikliği Pazar Araştırması”[14] raporuna göre öncelikli üç sektörün (konut, tarım ve işlenmiş gıda) iklim değişikliğine dirençli hale getirilmesi için yapılması gerekenlerle ilişkili yeni ürün ve hizmetlerin yaratacağı potansiyel pazar, 22 milyar dolar büyüklüğünde.

İklim değişikliği, ne tek bir ülkenin, ne kamunun ne de özel sektörün tek başına çözebileceği bir sorun. Özel sektörün itibar kaygısıyla yalnızca kendi işletmesinin iklim direncine odaklanması ve uyuma yönelik tüm sorumluluğu kamuya yüklemesi uzun vadede etkili olamaz. Bunu anlayan şirketler, işbirliklerine ağırlık vermeye, pazar ve tedarik zincirlerinin direncini artırmak için yatırım yapmaya, böylece kamu üzerindeki sorumluluğu paylaşmaya başlıyor.[15]

 

[1] WEF, The Global Risks Report 2018, 2018.

[2] MGM, Türkiye’de 2017 Yılında Meydana Gelen Meteorolojik Karakterli Doğal Afetlerin Kısa Değerlendirmesi, 2018.

[3] Abadie, L. M., E. Sainz de Murieta, and I. Galarraga, “Climate Risk Assessment under Uncertainty: An Application to Main European Coastal Cities.” Frontiers in Marine Science 3: 265 (2016).

[4] Anadolu Ajansı, “Ordu’nun ilçelerini sel vurdu,” Ağustos 8, 2018, https://www.aa.com.tr/tr/gunun-basliklari/ordunun-ilcelerini-sel-vurdu/1225684
Anadolu Ajansı, “Ordu’daki selden dolayı fındık için bin 226 ihbar alındı,” Ağustos 10, 2018, https://www.aa.com.tr/tr/turkiye/ordudaki-selden-dolayi-findik-icin-bin-226-ihbar-alindi/1227505
Anadolu Ajansı, “Ordu’daki sel felaketinin ön hasar tespit çalışmaları tamamlandı,” Ağustos 14, 2018, https://www.aa.com.tr/tr/turkiye/ordudaki-sel-felaketinin-on-hasar-tespit-calismalari-tamamlandi/1231075

[5] Hurriyet Daily News, “Tropical storm changes course on way to Turkey,” Eylül 29, 2018, http://www.hurriyetdailynews.com/hurricane-medicane-turkey-weather-greece-zorba-137368

[6] Al Jazeera, “Turkey: Flash floods hit Bodrum,” Kasım 30, 2018, https://www.aljazeera.com/news/2018/11/turkey-flash-flooding-hit-bodrum-181130090018285.html

[7] Daily Sabah, “Heavy rainfall bursts dam floodgate in Turkey’s southeastern Diyarbakır,” Aralık 13, 2018, https://www.dailysabah.com/turkey/2018/12/13/heavy-rainfall-bursts-dam-floodgate-in-turkeys-southeastern -diyarbakir

[8] Bloomberg HT, “30 bin dönüm tarım arazisi sular altında kaldı,” Ocak 14, 2019, https://www.bloomberght.com/tarim/haber-amp/2188696-30-bin-donum-tarim-arazisi-sular-altinda-kaldi

[9] T24, “Antalya’daki hortumda hayatını kaybedenlerin sayısı 2’ye yükseldi,” Ocak 24, 2019, https://t24.com.tr/haber/antalya-daki-hortumda-hayatini-kaybedenlerin-sayisi-2-ye-yukseldi,805477

[10] TARSİM, 2017 Faaliyet Raporu, 2017.

[11] Allianz, Allianz Risk Barometer: Top Business Risks for 2019, Ocak 2019.

[12] Turan M. vd., Evaluation of Institutional Preparations for Disaster and Emergency Situation in Small Enterprises; Sample of Gümüşhane, 2018.

[13] Goldstein, Allie, Will R. Turner, Jillian Gladstone, ve David G. Hole, “The private sector’s climate change risk and adaptation blind spots,” Nature Climate Change Cilt. 9, (Ocak 2019). s. 18–25.

[14] Turan M. vd., Evaluation of Institutional Preparations for Disaster and Emergency Situation in Small Enterprises; Sample of Gümüşhane, 2018.

[15] The Economist Intelligence Unit, “Building climate change resilience in cities – The private sector’s role,” 2014.

Bu Haberi Paylaşın