Doç. Dr. Miray GÜR
Bursa Uludağ Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Mimarlık Bölümü
Giriş
Doğanbey Kentsel Yenileme Uygulaması, kentsel dönüşümün planlama politikalarından biri olduğu ülkemizde kent siluetine olan etkisi ile tartışmalar başlatmış, bu tartışmalar fiziksel sorunlardan güvenliği tehdit eden kullanımına kadar farklı platformlarda ilerlemiştir. Makalede süreçte rol oynayan aktörler, yenilemenin ekonomik, yasal, planlama, uygulama ve sosyal boyutu ve kullanım sonrasında yaşananların medyaya yansımaları çerçevesinde Doğanbey eleştirel bir bakış açısıyla özetlenmektedir.
Proje ve Uygulama Süreci
TOKİ Doğanbey Kentsel Dönüşüm Projesi, Bursa kentinin Osmangazi İlçesi’nde Haşim İşçan ile Gazcılar Caddeleri arasında yer alan Doğanbey, Tayakadın, Kiremitçi ve Kırcaali Mahalleleri’ni kapsamaktadır. Bölgenin Bursa’nın en eski yerleşim alanlarından biri olması, arsa ve bina sahiplerinin çoğunun artık bu mahallerde yaşamaması, mülkiyetin çok parçalı ve küçük hissedarlardan oluşması nedeniyle Osmangazi Belediyesi projenin hayata geçirilmesini kararlaştırmıştır (Osmangazi Belediyesi 2008). Dönüşümün gerçekleştirildiği bölgede Bursa Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu tarafından tescil altına alınmış 6 anıtsal yapı, 16 sivil mimarlık örneği yer almaktadır. Doğusunda Ördekli Hamamı Çevresi Kentsel Sit Alanı bulunan dönüşüm alanının önemli bir özelliği, 2014 yılında UNESCO Dünya Miras Listesi’ne alınmış olan tarihi Hanlar Bölgesi’ne yakın bir konumda ve Bursa kentinin merkezinde yer almasıdır. Bu çerçevede bölgede yerel kimliğin korunduğu, gelecekteki beklentileri karşılayabilecek, kullanıcının yaşam biçimine uygun bir yaşam alanı önerilmiş olması gerekirken, sayılara dayalı bir yaklaşım benimsendiğini söylemek mümkündür. Türkiye’de rant ile ilintili olarak, Bursa kentsel dönüşüm hedeflerinin yüksek olduğu bir kenttir. Bu nedenle, kent merkezinde yer alan projenin, kullanıcı yaşam kalitesi ile birlikte kente katacağı değer önemlidir.
Doğanbey Kentsel Dönüşüm Uygulaması 28.11.2006 tarihinde T.C. Başbakanlık Toplu Konut İdaresi Başkanlığı, Bursa Büyükşehir Belediye Başkanlığı ve Osmangazi Belediye Başkanlığı arasında imzalanan “Bursa Osmangazi Doğanbey Kentsel Yenileme Projesi Protokolü” ile başlamıştır. Sürecin başlamasıyla 1910 paydaş, 3784 hissedar olduğu, paydaşların yarısının 50 m²’den, %80’inin ise 100 m²’den az mülkiyetinin olduğu tespit edilmiştir. Dönüşüm sonrasında tüm mülk sahiplerinin bölgede konut sahibi olması hedefi tasarım kararlarını oldukça olumsuz etkilemiştir. Osmangazi Belediyesi’nin hak sahiplerini mağdur etmeme, konut sahibi yapma hedefine yönelik Öncü Danışmanlık Firması danışmanlığında geliştirilen, uygulamanın özünü oluşturan sayısal paylaşım modeli ekonomik boyutun yanı sıra planlama ve tasarımı, dolayısıyla kenti olumsuz etkilemiştir. Modelde, 5 m² ve üzeri arsa payı olan maliklerin konut sahibi olması ve her 2 m² arsaya karşılık 3 m² bitmiş konut verilmesi tasarımı etkileyen en önemli maddelerdir. Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin olumlu olduğunu düşünerek yaptığı açıklamaya göre, Türkiye’de benzer dönüşüm projelerinde mülk sahiplerine arsa hisselerinin ¼’i oranında bitmiş daire verilirken, Doğanbey’de 1,5 katı oranında bitmiş daire verilmiştir. Ancak bu “olumlu” durum kitlesel yoğunluğu oldukça arttırarak kentte bir darbe etkisi yaratmıştır.
Sayısal paylaşım modelinin belirlenmesinin ardından istimlak sürecinin başlamasıyla birlikte hak sahipleri tarafından çok sayıda kamulaştırma davası açılmış, ancak davalar parsellerin kamulaştırılması ve işlemlerin yürütülmesinin devamı kararı ile sonlanmıştır. Sürecin ilerlemesiyle Şekil 2’de görülen 200.000 m² ’lik alanın Kentsel Dönüşüm Alanı olarak ilan edilmesine yönelik plan değişiklikleri yapılmış ve 2008’de alanda kamulaştırma yapılabileceğine dair Başbakan oluru alınmıştır. Tasarıma ilişkin yetkili kişilerden alınan bilgilere göre, TOKİ alanın doğusunda yer alan sit alanına yakın bölgede alçak, MİA bölgesi doğrultusunda ise yüksek konut bloklarının tasarlanmasını uygun görmüştür. Bu kararın ardından TOKİ proje için süreçte mimarla görüşmüş ve bu kapsamda görüşülen ilk mimar (Nalbant) tarafından emsal değerinin arttırılmaması ve yoğunlukların yükseltilmemesi esas alınarak tasarlanan, kentsel alan, yapı tipolojileri ve bağlantılarla ilişkili olumlu öneriler barındıran bir taslak proje geliştirilmiştir (Foto 2). TOKİ’nin anlaştığı firmalardaki sınırlılıklar, konvansiyonel yapım yöntemlerinin dışına çıkılamaması ve mali kaygılarla öneri kabul edilmeyerek mimarın proje ile ilişiği kesilmiştir. Uygulanan proje ise, reddedilen projenin TOKİ mimarları tarafından, daha fazla konutun yer alacağı şekilde tarafından revize edilmesiyle geliştirilmiştir. İlk öneride 2407 olan konut sayısının avan proje sonrasında 2729’a ulaştığı uygulama projesi Foto 2’de görülmektedir. Bölgeye ilişkin dikkat çekici bir unsur, konut alanında dönüşüm öncesinde 75-100 kişi/ hektar olan yoğunluğun, dönüşüm sonrasında 500 kişi/ hektara yükselmesidir. Buna rağmen yetkililer tarafından, 1/5000 ölçekli Bursa Nazım İmar Planı’nda yoğunluğun 800 kişi/hektar olarak görüldüğü ve bunun projede azaltıldığı belirtilerek, uygulama savunulmaktadır. Buradaki sorun plan kararlarının, sayısal veriler baz alınarak, insanı odak noktasına yerleştirmeden verilmesidir.
Uygulama sonrasında alanın bir kısmında 3-4 katlı, çoğunluğunda 22-23 katlı binalar uygulanmıştır. Blokların yükseklikleri arasındaki dengesiz görünüm kullanıcıyı rahatsız etmekte olup, farklı inşaat firmalarının uyguladığı binaların dilinin de farklılık gösterdiği gözlenebilmektedir. Az katlı konutlar geleneksel konut dokusunu referans alırken, daha yüksek konutlar “TOKİ mimarisi”ne, en yüksek bloklar ise “rezidans tipolojisi”ne yakın bir üslupla tasarlanmıştır. Bölgede özgün bir projenin ortaya çıkmaması, “TOKİ mimarisi”nden uzaklaşılmaması kent merkezinde kimliksiz bir kitlesel yoğunluğu beraberinde getirmiştir. TOKİ tarafından 6 ayrı etap halinde uygulanan Doğanbey Kentsel Dönüşüm Projesi’nde 75, 112.5 ve 150 m² olmak üzere üç tipte, toplam 2729 adet konut yer almaktadır (Foto 3). 3-4 katlı sıra evler biçimindeki A Bloklar’ın tamamına yakını 75 m², az sayıdaki teras katları 112,5 m² büyüklüğündedir. B ve C Blokların 23 katlı olduğu projede, B Bloklar 112,5 ve 150 m²’lik dairelerden, C Bloklar ise üç tipin karışık olduğu dairelerden oluşmaktadır. D Blokların tamamında daireler 150 m² büyüklüğündedir (Foto 4). Doğanbey’de, 3 yıllık gecikmenin ardından 2012’nin Temmuz ayında konut teslimleri başlamıştır. Sayısal paylaşım modeline göre Osmangazi Belediyesi tarafından gerçekleştirilen kura çekiminde, hak sahiplerinin konutlarının yer aldığı bloğa veya konut büyüklüğüne ilişkin talepleri dikkate alınmadığından süreçte sosyal sorunlar yaşanmıştır. TOKİ mimarlarının revizyonu nedeniyle metrekare farkından doğan borçlar ise ekonomik sorunları oldukça büyütmüştür.
Kullanım Sonrası Dönem
Alanda yapılan yaşam kalitesi analizi sonucunda, kullanıcıların yapım kalitesi anlamındaki beklentilerinin kesinlikle karşılanmadığı, yeşil alanın çok azaldığı ve bu durumun kullanıcı memnuniyetini olumsuz etkilediği, kullanıcıların neredeyse tamamının alanın fiziksel görüntüsünden rahatsızlık duyduğu, komşuluk ve sosyal ilişkilerin büyük oranda bittiği görülmüştür (Gür ve Dostoğlu 2016). Alanda mahalle kültürünün bir getirisi olarak yaşam biçiminin dikey bloklar nedeniyle tamamen bozulması komşuluğun yanısıra güvenliği de oldukça olumsuz etkilemiştir. Literatürde de görüldüğü gibi sosyal ilişkileri ve komşuluğu besleyen konut alanlarında konut nitelikleri, ortak kullanım alanlarındaki aktiviteler, konutların tipolojisi, ölçeği, tasarım kararları, yoğunluğu ve yarı özel mekânlar etkilidir (Galster 2001, Wilkerson ve ark. 2011). Yatay mekânsal organizasyonun sağladığı güvenlik, sosyal etkileşimi ve beraberinde dayanışma, aidiyet ve bağlılık hissini, aile yaşantısını olumsuz etkilenmiş, dönüşüm öncesindeki mahalle kurgusunun desteklediği kullanıcı yaşantısı yok olmuştur.
Dönüşümün başlamasından itibaren günümüze dek tasarım, uygulama ve kullanımı içeren süreç, yaklaşık 10-12 yıldır. Bu süreçte ilerleyen paragraflarda kısaca belirtilen, basında tartışmalara yol açan olumsuz yönler farklı platformlarda gündeme gelmiş ve gelmektedir. Doğanbey’de kullanım süreci ile birlikte yıkım tartışmaları başlamıştır. Bunun en öncelikli nedeni, tarihi kent merkezinde bu gabaride ortaya çıkan ölçek ve kent siluetidir. Osmanlıya başkentlik yapmış olan, insan ölçeğine uygun sokakları, bahçeli ve avlulu dokusuyla “Yeşil Bursa” adını alan kente aykırı bir yapılaşma kentin merkezine uygulanmıştır. Ayrıca kullanım süreci başladığında, yapı kalitesi ve kullanıcı beklentileriyle örtüşmeyen sonuçlar tartışma ortamını tetiklemiştir. Binalar kullanılmaya başlar başlamaz fiziksel bozulmalar meydana gelmiş; Lodosta cephe kaplamalarının uçması, daha kullanılmayan konutların su ve nem alması sorunlara yol açmıştır. Kullanıcıya doğrudan yansıyan maliyetin yanısıra sosyal problemler artarak devam etmektedir.
Daha önce mahalle ölçeğinde komşuluk ilişkisinin çok önemli olduğu dayanışma ve güven içinde kapılarını bile kilitlemeden, çocuklarını birbirlerine emanet ettikleri bir düzene alışmış yerli kullanıcının çok farklı yeni ve tanınmayan kullanıcılarla komşu olması güvensizlik ortamı oluşturmuştur. Mahallelinin dönüşüm öncesindeki yatay sirkülasyonlu, az katlı konut ölçeğinden birdenbire dönüşüm sonrasındaki çok katlı bloklarda hiç tanımadığı insanlarla yaşamak zorunda olması geleneklerine çok bağlı insanlar için kabullenebilir olmamıştır. Özellikle büyükşehirlerdeki kentsel dönüşümlerde, merkez ve rant alanlarında kullanıcıların bir kısmı daha fazla kar etmek veya alanda oturmak istemediği için mülkünü satmakta veya kiraya verebilmeltedir. Bu durum Doğanbey’de –kullanıcıların ifadesiyle- “girenin çıkanın belli olmadığı, takip edilemeyen” insanlarla aynı mekânlarda bulunmak anlamına gelmektedir. Mahremiyet duygusuyla yaşamaya alışmış, birbirlerini lakapları ile tanıyan, sosyo kültürel alışkanlıkları içselleştirmiş “eski Bursalı”lar bu yeni ortama ayak uyduramamış, fiziksel değişimin yanısıra sosyo-ekonomik olarak da zorlanmışlardır. Konutların sahip olunma sürecinde dönüşümün bir parçası olan ekonomik değişimler (konut ödemeleri, daha önceden olmayan aidatlar) de yeni bir yaşama alışmaya çalışan kullanıcı için olumsuz başka bir boyut olarak yaşanmıştır.
Doğanbey ile ilgili yıkım tartışmalarına ilişkin birtakım haberler yorumsuz olarak kısaca aktarılırsa; İlber Ortaylı’nın “rezalet” olarak tanımladığı Doğanbey için “Doğanbey’deki binaları törenle yıkın!”, Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş’ın “Bursa’nın böğrüne saplanmış bir ucube” olarak tanımladığı alan için “Allah ömür verirse o konutları yıkacağım” sözleri, BUÜ İnşaat Mühendisliği Bölümü Başkanı Prof. Dr. Adem Doğangün’ün 2012 yılında Doğanbey için ” insanlar içine yerleşmeden yüksek katlı olanların belirli katlarını yıkmak uygun bir çözüm gibi gelmektedir” şeklinde görüş bildirmesi örnek olarak belirtilebilir Sosyal perspektiften incelendiğinde, “Fuhuş, uyuşturucu, terk edilmişlik ve günlük kiraya verilen evler yüzünden Doğanbey TOKİ terk edilmeye başlandı. Huzurlu bir yaşam umut eden devasa binalarda oturanlar, birikimlerinin camlarına satılık tabelası asıyor, cazibe merkezi her geçen gün yalnızlaşıyor”, “Bursa’nın göbeğindeki Doğanbey TOKİ’de boş durumda bulunan Borsa Evleri’ni madde bağımlıları mesken tutarken, zaman zaman fuhuş için kullanıldığı iddia edildi.” gibi haberlerde yer alan güvenlik sorunları, tinercilerin bulunmasına ve fuhuşa yönelik iddialar, “Doğanbey TOKİ’de yaşadığımı çekinerek söylüyorum” şeklindeki bir kullanıcı görüşü, “2011’de tamamlanan konutlar o günden bu yana, hem sakinlerinin binalara yönelik şikayetleri, hem de Bursa’nın silüetinde ve dokusunda yarattığı etki ile kentin en çok tartışılan sorunlarından.” gibi haberler kentsel dönüşümün hedeflerinin amacına ulaşmadığının büyük bir göstergesidir.
Bugüne Dair Son Söz
Doğanbey TOKİ Konutları’nda daha kullanım öncesinde başlayan yıkım tartışmaları, hayata geçirilmesi oldukça zor olan, hem sosyal hem fiziksel açıdan problemli bir öngörüdür. Yıkım olasılığı düşünüldüğünde, 2747 hanenin yer aldığı bölgede başka konut sahibi olma olanağı olmayan bu kadar kullanıcının nerede yaşayacağı, halen ödemelerine devam edilen konutların ortadan kaldırılmasının kullanıcı üzerindeki ekonomik ve psikolojik etkileri vb. çözülmesi zor yeni açmazları beraberinde getirmektedir. Kısacık bir kullanım evresinde dahi aileleri alanı terk etmeye iten sosyal sorunlar, eski mahalle kültürünün yerini birbirine güvenmeyen sakinlerin alması, farklı tartışmaların alanın değerini sürekli düşürmesi, fiziksel bozulmaların da gözle görülür olduğu konutlarda ekonomik borçlarını ödemeye devam eden kullanıcı için yıpratıcı olmaktadır. Kentin merkezi konumunda, UNESCO Dünya Mirası altındaki Hanlar Bölgesi’ne bu denli yakınlığı ayrıca kentin tarihi ve kültürel değerini de zayıflatan güçlü bir olumsuzluktur. Yerinde kalsa da, yıkılsa da çözümsüz problemleri beraberinde getiren alan için zaman içerisinde çözüm üreten önerilerin gelişmesi umulmaktadır.
KAYNAKLAR
Galster, G. 2001. On the nature of neighborhood. Urban Studies, 38(12), 2111-2124.
Gür, M. Dostoğlu, N. 2016. Bursa Doğanbey üzerinden Kentsel Dönüşümde Yaşam Kalitesinin Tartışılması. Megaron, 11 (1), 89-105
Osmangazi Belediyesi, 2008, Yeni Merkez Uygulama İmar Planı Revizyonu Değişikliği Plan Açıklama Raporu, Osmangazi Bel., Bursa
Wilkerson, A., Carlson, N.E., Yen, I.H., Michael, Y.L. 2011. Neighborhood physical features and relationships with neighbors: does positive physical environment increase neighborliness?, Environment and Behavior 44 (5), 595-615, 2011.
https://emlakkulisi.com/ilber-ortayli-doganbeydeki-binalari-torenle-yikin/555664
http://www.bursadabugun.com/haber/bursa-nin-ucubeleri-yikilacak-aktas-acikladi-950048.html
http://www.bursaport.com/haber/doganbey-de-fazla-katlar-traslanabilir-mi-18875.html
https://www.bursa.com/fotogaleri/doganbey-tokide-fuhus-iddiasi-ozel-haber-684/
https://www.youtube.com/watch?v=WF0t2QSbrEI
http://www.bursadabugun.com/haber/doganbey-toki-de-su-isyani-ozel-haber-202366.html