Salih Kenan Şahin – Pendik Belediye Başkanı
Gelişmiş ülkelerin yaşlı nüfuslarının hızlı artışının devam ettiği göz önünde bulundurulunca ilerleyen yıllarda genç ve dinamik nüfusa sahip olmak, ekonomik ve sosyal yönden avantajlı olacaktır. Türkiye, Avrupa’da genç nüfusun toplam nüfusa oranı en yüksek olan ülkedir(1). Türkiye genç nüfus açısından da avantajlı konumda, bu konumumuzu gençlik politikalarımızla desteklemeliyiz. Türkiye Sağlıklı Kentler Birliği üyeleri olarak gençlerimizin problemlerinin tespitine ve çözümüne öncelik vermeliyiz. Özellikle 2014 yılı içerisinde ölümle sonuçlanan bağımlılık yapıcı madde kullanımındaki artış dolayısıyla gençlik politikaları içerisinde bağımlılığı ayrıca işlememiz gereklidir.
Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi (ADNKS) 2013 verilerine göre; çocuk nüfus olarak tanımlanan ‘0-14’ yaş grubunun toplam nüfus içindeki payı yüzde 24,6; genç nüfus olarak tanımlanan ‘15-24’ yaş grubunun payı ise yüzde 16,6 oldu(2). Bu istatistiğe bakılırsa Türkiye’nin yüzde 41,2’si 24 yaş altında. Gençleri toplumun önemli bir parçası olarak öncelikleriyle birlikte ele almalı, refah şartlarından yararlanabileceği toplumla özdeşleşebileceği ve potansiyeline uygun eğitim alabileceği imkanları oluşturmalıyız. Bu çalışmalar için de temel yaklaşımlarımız şöyle olmalı:
• Gençlerin öncelikleri ve kendi günlük yaşamları üzerinde ciddi etkileri olmalı
• Gençlerin toplumdan dışlanması engellenmeli ve toplumsal kaynaşmaya teşvik edilmeli
• Gençlerin yönelimleri ve yetenekleri keşfedilmeli
• Gençler yetenekleri ve istekleri doğrultusunda iş sahalarına, spor ve sanat dallarına kanalize edilmeli ve eğitimlerini sürdürmeleri hususunda teşvik edilmeli
• Gençlere yönelik kapsamlı bir istihdam programı uygulanmalı
Gençlerin problemlerini masa başında değil, birebir alanda keşfetmeli; gençlerin ihtiyaçlarını, endişe ve beklentilerini çözüme ulaştırma aşamasında o kuşakla doğru iletişim kurabilecek yaklaşımları bulmalıyız. Bu işi dert edinmeli ve geniş perspektiflerle değerlendirmeliyiz.
Gençlerin problem ve ihtiyaçlarından evvel, beklenti ve potansiyellerini iyi değerlendirmeliyiz. Gençliğin içindeki enerji, merak ve yeni arayışlarını karşılayacak imkânlar sunmalıyız. Doğru yönlendirilmeyen keşif çabaları, gençleri dönüşü zor olan yanlışlara da götürebilecektir.
Tüm problemleri analiz edip, çözüm ve yürütme aşamalarını grup ve bireye göre değerlendirmeliyiz. Değerlendirmeler sonucu doğru bakış açısını yakalamamız lazım. Kentlerin gençlerden beklentisi kent kültürünün yaşatılmasıdır. Genç birey açısından da sunulan standartların beklentileri karşılaması ve endişelerin giderilmesi gereklidir. Gençler beklenti ve endişeleri karşılanan topluma aidiyet duyacak, kendini o kentin kültürüyle özdeşleştirecektir. Bu aidiyet; gerek yaşamını daha iyiye yönlendirme, gerekse sunulan standartları yükseltme açısından da genci yönlendirebilecek bir bilinç oluşturur.
Bilinçli bir gençlik oluşturmak hedefimizdir. Bağımlılık yapan maddeler gençlerimizin beyinlerini uyuşturup ruhsal ve bedensel çöküntü oluşturur. Burada bağımlı olan gence sunulan imkanları iyileştirmenin, toplumsal standartları yükseltmekle birebir ilişkili olduğu, toplumsal standartları yükseltmenin de bireylerin kendi yaşam standartlarını eleştirmesi ve bu eleştiriler sonucunda yaşamı iyileştirme çabalarıyla mümkündür.
Sunulacak imkânlar ve hayata geçirilecek projelerde, diğer kişi, kurum ve kuruluşlarla da koordineli projelere imza atmalı, sonuçlarını deneyimlediğimiz gençlik projelerinden ders çıkararak her daim yenilenen ve yenilendikçe gençlerle daha iç içe ilerleyen projeleri, bilinçli ve farkındalık sahibi gençlerin de iştirakçi olarak katılacağı şekilde gerçekleştirmeliyiz. Gençlerin katılımının sağlanması ve projelerin sadece yerel yönetimlerle sınırlı kalmaması için sivil toplum ayağı çok önemlidir. Sivil toplum kuruluşlarını belirlemek ve bu kapsamda sahada destek almak ve sahada destek olmak gerekiyor.
Farklı gençlerin olduğunu, her gencin farklı olduğunu, genç gruplarına yönelik farklı politikalar geliştirmemiz gerektiğini bilmek ve buna göre çalışmalar yürütmek lazım. Tek bir formülle toplam çözüme ulaşmak gibi bir imkân yok. Sihirli formülü aramak yerine bireysel başarıya odaklı ancak toplam başarıya da destek sağlayacak projeleri hayata geçirmeliyiz. Çalışma yapılacak konu başlıklarını şu şekilde sıralayabiliriz:
Yerel yönetimler bu alanlardan en az biriyle alakalı bir proje yapmıştır. O zaman biz bu projelerden elde ettiğimiz deneyimlerimizi paylaşarak, nokta atışı yapabilecek gözlemlerle, bağımlı olan gençleri yönlendirerek yaşamlarını anlamlandırmalıyız. Hayatlarını anlamlandırdığımız gençler, içlerindeki enerjiyi en doğru şekilde hayata aktarma çabasına sahip oldukları zaman bağımlılık riskini de azaltırız. Bağımlılık, evvelinde de dışlanma veya aidiyet hissetmemeyle ortaya çıkıyor.
Mesela bizler yurtdışı programlarımıza genellikle başarılı gençleri gönderiyoruz. Başarılı gençlerle iftihar ederiz, onlarla bir karede yer almak bizi memnun eder.
Ancak bir de sorunlu genç gruplarımız var… Onlarla alakalı temel yaklaşımımız bağımlılığa yönlendiren temel sorunu tespit etmek ve kalıcı çözümü sunmak olmalıdır. Bağımlılık yapıcı madde kullanımına başlayan gençlerin temel sorunları nelerdir? Gençler neden bağımlılığa yöneliyor? Gençlerimizin genel sorunlarını şu başlıklar altında toplayabiliriz;
• Suça Meyil
• İşsizlik
• Sağlık Problemleri
• Gayrı Resmi ve Meşru İşlerde Çalışma
• İş Hayatında Sigorta ve Sosyal Güvence Eksikliği
• Çocuk İşçi
• Okul Ve Mesleki Eğitim Yetersizliği
• Şiddet
• Aile Problemleri
• Cinsel İstismar
• Çocuk Gelinler
• Özgüven Kaybı
• Evsizlik
• Birilerine Bağımlı Yaşama
• Kopuk Aile İlişkileri
• Madde Bağımlılığı
Temelde bu problemlerle karşı karşıya kalan gençlerimiz, hayatla arasındaki bağın kopmasından dolayı kötü arkadaş grupları, bağımlılık yapıcı madde kullanımıyla kendini ispat etme ve bağımlılık yapan maddeye ulaşım kolaylığıyla karşı karşıya kalıyor.
Bilinç veya bireysel otokontrol gibi sistemleri oluşmamış, her türlü tehlikeye karşı açık olan gençlerimizi bağımlılığa teslim ediyoruz. Bağımlılığın tedavisinde de bu sistemin tersine bir çözüm sistemi oluşturmalıyız. Çözümün ilgili kurumlarla ortaklaşa belirlenmesi ve süreçlerin birlikte yönetilmesi gereklidir. Problemleri çözüme ulaştırabilecek müdürlük ve birimler; imkan ve şartlar belediyelerimizde mevcut. O zaman çözüm alanlarımızı belirleyerek, etraflıca düşünülmüş projeleri hayata geçirebiliriz.
Bu işi sıfıra indiremeyiz, ancak bunu minimize etmek gibi bir perspektifimiz olmalı… Bu konuda şehir efsaneleriyle veya mitlerle hareket etmek yerine, daha doğru yaklaşımlarla daha net adımlar atmalıyız.
Bağımlılıkla mücadele safhasında yürüteceğimiz temel proje amaçlarını şu şekilde sınıflandırabiliriz:
• Bağımlılığa Giden Yolda Sigara ve Alkolle Mücadele
Madde bağımlılığını sadece uyuşturucu ve alkol düzeyinde değerlendirmek doğru değil. Madde bağımlılığının ilerleyen safhalarına adım atan herkes öncelikle sigarayla başlamış. Sigara tüm bu bağımlılıkların başlangıç aşaması olarak görülüyor.
• Bağımlı Olan Gençlerle İlgili Politikaların Yürütülmesi ve Yönetilmesi
Madde bağımlısı olan kişinin tedavisi, entegrasyonu, onun problemlerinin çözülmesi ve daha da önemlisi çaresiz kalmış ailenin desteklenmesi en mühim konudur. Bağımlı olan gençlerle ilgili politikaların yürütülmesi ve yönetilmesi en eksik bıraktığımız alan. Bağımlılığı önlemeye yönelik çok ciddi politikalar yapmalıyız. Bu konuda okullarda yapılan son çalışmalar şunu gösteriyor ki bağımlılığı önleyici çalışmalarda gençleri bilgilendirmenin çok amiyane bir ifadeyle eşeğin aklına karpuz kabuğu sokmak gibi bir riski de var.
• Bağımlılık Yapan Ürünlerin Satışının ve Pazarlanmasının Denetlenmesi
Bağımlılıkla ilgili pazar öyle büyük ve küresel bir pazar ki yerel yönetimlerin bu noktada yapacağı şey su tabancasıyla mücadele etmek gibi bir şey… Çünkü uyuşturucu madde kaçakçılığı yılda 320 milyar dolar cirosu ile dünyanın en karlı yasak ticareti(3). 2013 yılında İstanbul Sanayi Odası’nın açıkladığı verilere göre, en büyük 500 sanayi kuruluşunun toplam cirosu 455 milyar lira(4). Böylesi büyük bir pazarın, dünya çapında bir örgütlenme gerektirdiği ortadadır. Dünyanın pek çok ülkesinde politik istikrarsızlığın ve terörün sebebinde uyuşturucuyla ilgili sorunlar vardır. Dünyada en çok uyuşturucu tüketen ülkelere baktığımızda bir numarada İran ve Rusya’yı görüyoruz(5). Niye İran ve Rusya? Çünkü Afganistan ve Pakistan gibi uyuşturucu üretimi yapılan ülkelere yakın.
Bu pazarın sadece bir madde temini değil, aynı zamanda da biyolojik saldırı yönetimi olduğunu dikkate almalıyız. Bir-iki lirayla verilen uyuşturucunun kaç kişiyi zehirlediği, bağımlılığının ne oranlara çıktığı her gün karşılaştığımız ölüm haberleriyle ortadadır…
• Bağımlılık Riski Olan Grupların Tespiti ve Bunlara Yönelik Politikalar
Risk grupları farklı, bu farklılığı iyi analiz etmeliyiz. Herkesi bu işte potansiyel grup olarak görmemek gerekiyor. Ancak potansiyel grup olanların da analizini iyi yapmak gerekiyor.
Çoğu çocuğun problemleri var, problemlerin olması bu çocuklar için potansiyel bağımlılık ifade etmemektedir. Rastlanılan en önemli problem gruplarından birisi hareketli çocuklar… Enerjileri çok fazla olan çocuklar tedavi ediliyor. Aslında bunlar sıkıntılı olduğundan değil, modern yaşamın oluşturduğu olumsuzluklardan dolayı problem gibi algılanıyorlar. Eskiden çocuklar sokakta oynuyordu, büyüyordu, hareketin içerisindeydi böyle olunca tüm enerjilerini atıyorlardı. Aynı zamanda hayatın daha farkında ve çevreyle iç içe çocuklar yetişiyordu. Sokakta oynamayla ilgili çözüm üretebilecek kişiler kimler? Yerel yönetimler… Çocuklarımız açısından maksimum alan oluşturmalıyız. Bu konuyu tamamen çözemeyebiliriz ancak fırsatları çoğaltabiliriz.
• Ailelerin Bilinçlendirilmesi, Eğitimi ve Okul Yönetimlerinin Duyarlılaştırılması
Türkiye’de 15-64 yaş grubu nüfusta herhangi bir yasa dışı bağımlılık yapıcı maddenin en az bir kere denenme oranı yüzde 2,7… Bu oran erkeklerde yüzde 3,1 ve kadınlarda ise yüzde 2,2 oranında. Madde kullanım yaygınlığının 15-34 yaş grubu genç yetişkinlerde, genel nüfusa göre daha yüksek olduğu tespit edildi. Genç yetişkinlerde herhangi bir uyuşturucunun yaşam boyu kullanım oranı yüzde 3,0, genel nüfusta ise bu oranın yüzde 2,7 olduğu görüldü. Türkiye’de yaşam boyu esrar kullanma yaygınlığı yüzde 0,7 oldu(6).
Bağımlılık sadece bağımlı bireyle veya bağımlılık yapan maddeyle alakalı bir problem değildir. Pek çok sorunu beraberinde getiriyor. Ruh hastalıkları, bulaşıcı hastalıklar, işgücü kaybı, çevre ve sosyal problemler bağımlılığın devamında gelmektedir(7). Ailelerin bilinçlendirilmesi, erken çözümler sunmak ve takibini yapmak çok önemli.
• Yeni Bağımlılık Tipleri Tespitinin Yapılması ve Erken Müdahale
Önümüzde çok farklı uyuşturucu tipleri mevcut… Bunların yanı sıra gençlerin her maddeye bağımlılık seviyesinde sağlanmaları da bir bağımlılıktır. Sosyal medya ve teknoloji bağımlılığı da masum görünen ancak gelecek senelerde sonuçlarını göreceğimiz bağımlılık türleridir. Bu yönüyle sonuçlarını kestirebiliyorsak da tam olarak bilemediğimiz yeni bağımlılık türlerinin tespitinin erken yapılması ve çözümlerinin en kısa zamanda uygulanması gereklidir. Çünkü gençleri yaşamdan koparan tüm bağımlılıkları sakınca olarak görmeliyiz.
• Deneyim Paylaşımı ve Kurumlar Arası Diyalog
Diğer ülkelerin uyuşturucuyla ilgili politikalarını incelemek lazım… Politikaları inceleyelim ama hazır politikaları uygulamak doğru olmaz. Tecrübelerden faydalanmak ve kendimize göre bir yol haritası belirlemek gereklidir. Deneyim paylaşımıyla birlikte bu başlıklar altında çalışmaları birleştirmenin ve işbirliği yapmanın projelerin hayata aktarılması ve yürütülmesini kolaylaştıracaktır. Bunlara ek olarak gençlerin farklılıklarını anlamak ve anlamlandırmak için de bir fırsat olacağı kanaatindeyim. Toplumumuzun bu konuda duyarlı oluşunu bir fırsat olarak değerlendirmeliyiz. Kamu, özel sektör ve sivil toplum kuruluşlarıyla birlikte yürüteceğimiz projelerde rol dağılımı ve takibi güzel bir şekilde yapılırsa, faydalı olacağı kanaatindeyim.
Gençlerimiz bilinçli, yaşam standartlarını iyileştiren, içlerindeki potansiyeli hayata aktarabilen, bilme ve ilme meraklı gençler olmalıdır. Bizim hedefimiz gençlerimizin tek başlarına çözüm bulamayacakları problemleri birlikte çözmek ve toplumdaki varlıklarının ayrımına varmaktır. Gerçek değer elde edilen değil, elde edildiği halde devamında doğru kullanılandır. Gençlerimiz ve toplumsal potansiyelimizin avantajlarını görmeli, bu potansiyeli zedeleyen bağımlılıkla mücadele etmeliyiz.
Kaynakça
1. http://www.tuik.gov.tr/PreHaberBultenleri.do?id=16055
2. http://www.aksam.com.tr/ekonomi/avrupanin-en-genc-nufuslu-ulkesi-turkiye/haber-323802
3. http://www.kibrispostasi.com/index.php/cat/85/news/108815/PageName/toplum
4. http://www.iso.org.tr/Sites/1/content/500-buyuk-liste.html?j=6493030
http://www.torku.com.tr/haberler/pankobirlik_recep_konuk_onderliginde_konya_seker_39uncu_siraya_yukseldi.htm
5. http://www.ydh.com.tr/HD7181_bm–en-fazla-uyusturucu-tuketilen-ulkeler-iran-ve-rusya.html
6. http://www.trthaber.com/haber/saglik/iste-turkiyenin-uyusturucu-raporu-68368.html
7. http://tader.org/files/EJGM-31.pdf