Back

Yeşil Kentler

Gökçer OKUMUŞ - İ.T.Ü. Mimarlık Fakültesi Şehir ve Bölge Planlaması Bölümü Araştırma Görevlisi

Dünya son yıllarda küresel ısınma ve bunun getirdiği olumsuz hava ve iklim koşullarının tehdidi altındadır ve bu eğilimin önlem alınmadığı takdirde daha yıkıcı olarak sürmesi beklenmektedir. Küresel ısınmanın sebebi olarak ise kontrolsüz büyüme, sanayileşme, doğal çevre tahribatı ve yoğun kentleşme gösterilmektedir. Kentleşme hem nüfus artışı hem de aktiviteler açısından küresel ısınmanın en çok etkilediği alanlardır. Dünya üzerinde kentsel ve kırsal nüfusun dağılımı incelendiğinde kentlerin nüfusu son 50 yılda önemli oranda artmıştır ve kentsel nüfus 2008 yılında ilk kez kırsal alan nüfusunu geride bırakmıştır (UNDESA, 2010).

Buna karşın, kentlerin ve kentsel yaşamın getirdiği sorunlar karşısında yine kentler bir çözüm yolu olarak görülmektedir. 2006 yılındaki Birleşmiş Milletler Dünya Kent Forumu’nda devletler sürekli artan kentleşme ve getirdiği sosyal sorunlar ve çevre sorunlarının çözümü için sürdürülebilir kentleşme ve sürdürülebilir topluluk kavramlarını merkeze oturtmuşlardır (Beatley, 2012).

Literatürde, “Eko-kent”, “Sürdürülebilir kent”, “Kompakt kent” gibi bir çok farklı isim altında birbirine benzer alt başlıkları konu edinen “Yeşil kentler”, özünde, son 60 yıldır süregelen yoğun kentsel büyümeye karşın daha çevreci ve sürdürülebilir bir yaklaşım getirmeyi amaçlamaktadır (Breheny, 1992; Burton, Jenks, & Williams, 2003; Roseland, 1997).

Bu çerçevede yeşil kentler, doğal çevreyi ön plana çıkaran, yenilenebilir enerji kaynaklarını kullanan, daha sürdürülebilir ve yaşam kalitesi yüksek yapılaşmış çevreler oluşturan, ekonomik olarak da çevreye saygılı üretim ve tüketim biçimlerini benimseyen, halkın refahını ve sağlığını koruyan ve geliştiren kentler olarak tanımlanmaktadır (Karlenzig, 2008).

Belirlenen bu hedeflere ulaşmak için bir çok yöntem ve politika geliştirilmektedir. Uygulama alanına yönelik geliştirilen yaklaşımlar aşağıda sıralanmaktadır;

  • Karma arazi kullanımı ve yoğunluk
  • Yeşil alanların arttırılması ve kentsel tarım
  • Yaya ulaşımı ve bisiklet kullanımının arttırılması
  • Yenilenebilir enerji kullanımı
  • Su tüketiminin azaltıması ve verimliliğinin arttırılması

Karma arazi kullanımı ve yoğunluk

Yeşil kentsel gelişimin sağlanmasındaki yöntemlerin başında kentlerde karma arazi kullanım yapısının benimsenmesi gelmektedir. Konut, ticaret, kentsel hizmet alanları, çalışma alanları gibi arazi kullanımlarının birbiri ile güçlü mekansal ilişkide bulunması gerekmektedir. Bu sayede arazi kullanımları arasındaki ulaşım talebi en aza indirilecek ve bu amaçla harcanan enerjiden tasarruf edilecektir. Aynı zamanda karma arazi kullanımı daha çeşitli ve hareketli kentsel çevrelerin oluşumunu sağlayarak daha güvenli bir kent ortaya çıkaracaktır.

Karma arazi kullanımı ile birlikte kentsel alanlarda yoğunluğun belli seviyelerin altında olmamasına, belli seviyelerin de üzerinde olmamasına dikkat edilmelidir. Jeolojik veya topoğrafik bir engel olmamasına rağmen düşük yoğunluklu yerleşme, kentlerde yayılmaya ve doğal alanların tahribatına neden olduğu gibi erişim mesafelerinin artmasına, dolayısıyla yüksek enerji tüketimi ve karbon salınımına neden olacaktır. Yeşil kent kavramı ile birlikte bu konuyu merkezine alan kompakt kent kavramı da günümüz kent planlama yazınında önemli